Birlikte tüketildiğinde faydaları ikiye katlanan besinler
Bu ikililerden kimi kanser riskini azaltıyor, kimi D vitamini ihtiyacımızı karşılıyor, kimiyse kaslarımızın onarılmasına yardım ediyor.
Ayrı ayrı tüketildiğinde de birden çok yararı olan aşağıdaki besinler güçlerini birleştirdiğinde birçok sağlık sorununa karşı koruyucu rol üstleniyor. Bakalım bu besinler ve işlevleri nelermiş.
Kanser riskini azaltmak için: elma ve ahududu
Ahududu ve elma birbirini harika bir şekilde tamamlayan iki meyve. Yapılan bir araştırma ahududu, nar, ceviz ve kızılcıkta bulunan ve bir antioksidan olan ellajik asidin, yine bir antioksidan olan kuersetinin etkisini artırdığını ortaya koydu. Kuersetinse elma, soğan, üzüm ve karabuğdayda bulunuyor ve kanser hücrelerinin yok olmasına yardım ediyor. Bu yüzden kanser riskini azaltmak amacıyla kendinize ahududu ve elma içeren lezzetli bir smoothie yapabilir ya da güzel bir meyve salatası hazırlayabilirsiniz.
İltihabı azaltmak için: tofu ve jalapeno
Bilim adamları hastalıklarla savaşma özelliğine sahip bir izoflavon olan genisteini barındıran tofu gibi soya ürünlerinin, güçlü bir antioksidan olan kapsaisini içeren jalapenoyla birlikte tüketildiğinde iltihabın uyarılmasına ve azaltılmasına yardımcı olduğunu keşfetti. Vücuttaki kronik iltihaplanma kalp hastalıkları ve kanser gibi birçok sağlık sorunu için risk teşkil ediyor. Kapsaisinse kan basıncının düşmesini sağlayarak kalp ve damar sağlığını olumlu etkiliyor.
Daha güçlü antioksidanlar elde etmek için: yeşil çay ve limon
Yeşil çay kateşin adı verilen güçlü antioksidanlara sahip bir içecek. 40.000’den fazla yetişkinin katıldığı bir çalışmada günde en az bir fincan yeşil çay içen bireylerin içmeyenlere kıyasla kardiyovasküler hastalıklara sahip olma olasılığının daha az olduğu ortaya kondu. Ayrıca Purdue Üniversitesi’nin raporuna göre yeşil çayın içine limon, limon suyu ya da greyfurt eklendiğinde kateşinler vücut tarafından daha çok ve daha kolay emiliyor.
Regl semptomlarını azaltmak için: somon ve susam
En doğru balık tercihlerinden biri emin olun ki somon. Ortalama 100 gram somon günlük D vitamini ihtiyacımızdan fazlasını karşılıyor ve PMS belirtilerini %30-40 oranında azaltıyor. D vitamininin vücutta etkili bir şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla güneş ışığından faydalanmanın yanı sıra yeterli miktarda kalsiyum almayı ihmal etmemelisiniz. Kalsiyumun en iyi kaynakları arasında süt ve süt ürünlerinin bulunduğunu çoğumuz biliyoruz. Ancak susam, koyu yeşil yapraklı sebzeler ve badem gibi kuru yemişlerden aracılığıyla da ihtiyacınız olan kasiyumu alabilirsiniz.
Spor sonrası düşen enerjiyi artırmak için: yoğurt ve muz
Egzersiz sırasında vücudunuzdaki ve kaslarınızdaki glikoz depoları kullanılıyor. Glikozun azalmasıysa kan şekerinin düşmesine neden oluyor. Spordan sonra muz yemek glikoz depolarının yeniden dolmasını ve kan şekerinin yükselmesini sağlıyor. Muzun yanında yoğurt tüketmek ise muzun kan şekerinizi daha yavaş yükseltmesine ve egzersiz sırasında yıpranan kaslarınızın onarılmasına yardımcı oluyor.
Daha sağlıklı bir kalp için: soğan ve nohut
Yine bir araştırmaya göre soğan, sarımsak ve pırasada bulunan kükürt minerali, nohut dahil olmak üzere kuru baklagillerin sahip olduğu demir ve çinkonun vücuttaki emilimini artırıyor. Demir vücutta oksijen taşınmasında ve kan üretiminde rol alıyor. Eksikliği durumunda ise vücutta yorgunluk, baş ağrısı, sinirli ruh hali, ellerde ve ayaklarda uyuşma, tırnaklarda kırılma ve saçlarda dökülme yaşanabiliyor. Bu durumlarla karşılaşmamak için özellikle kadınların menopoz öncesi dönemde menstrüasyon döngüsü sırasında kaybettikleri kandan dolayı yeterli miktarda demir almaya dikkat etmeleri oldukça önemli. Beslenmenizde yer verebileceğiniz en iyi demir kaynakları arasında karaciğer, kırmızı et, yumurta, kümes hayvanları, balık, koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, kabuklu yemişler, meyveler ve pekmez yer alıyor.
Hastalıklarla mücadele etmek için: şarap ve balık
İtalyan araştırmacılar günde bir kadeh şarap içen kadınların balık yediklerinde içmeyenlere kıyasla kan değerlerinde daha yüksek miktarda Omega-3 yağ asidine rastlandığını keşfetti. Ancak bira ve diğer alkollü içecekler için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Bilim insanları bu etkinin sebebinin şarapta bulunan polinefoller olduğuna inanıyor. Buna karşılık elbette aşırı alkol tüketiminin kanser başta olmak üzere birçok hastalığa neden olabileceğini de unutmamak gerek.