FacebookTwitterLinkedinWhatsappMessengerMail
18.06.202320 dakikada okunur.
begenmeler
4
yorumlar
0
kaydet

D vitamini nedir?

Haydi gelin D vitamini nedir ne değildir öğrenelim. Öğrendiklerinizden sonra koşa koşa güneşlenmek isteyeceğinize eminiz!

D vitamini nedir?

D1, D2 ve D3 vitaminlerini içeren bir bileşikler ailesinden olan D vitamini, yağda çözünen bir vitamindir. D vitamini, vücudun sağlıklı kemik oluşumu ve bakımı için ihtiyaç duyduğu bir önemli besindir. Bunun nedeni, vücudun kalsiyumu emebilmesi için yeterli D vitaminine sahip olması gerektiğidir. Vücuttaki diğer birçok biyolojik fonksiyon da D vitamini tarafından düzenlenir. Anti-inflamatuar, antioksidan ve nöroprotektif özellikleri sayesinde kas fonksiyonunu, bağışıklık sistemini ve beyin hücrelerinin aktivitesini destekler. 

Cilt doğrudan güneş ışığına maruz kaldığında vücut tarafından doğal olarak D vitamini üretilir. Bununla birlikte kandaki D vitaminin yeterli düzeylerde kalmasını sağlamak için belirli gıdalardan ve takviyelerden de D vitamini alınabilmektedir. 

D vitamini gıdaların bir çoğunda doğal olarak bulunmaz. Bu nedenle de  zenginleştirilmiş sütten ve tahıllardan veya somon, uskumru ve sardalya gibi yağlı balıklardan alınabilir. 

Enlem, mevsim, ten rengi ve güneşe maruz kalınan saat gibi birçok faktör cildin D vitamini üretimini etkilemektedir. D vitamini üretimi aynı yaşam tarzına veya yaşanılan yere göre kış aylarında tamamen düşebilir veya tamamen yok olabilir. Buna ek olarak güneş kremi cilt kanserini önlemede etkili olurken, D vitamini üretiminin de engellenmesine yol açabilir. 

D Vitamini Formülü Nedir?

D vitaminin formülü C27H44O’dır. D vitamini, diğer adı ile Kalsiferol, iki şekilde bulunmaktadır. 

  • D2 vitamini ( ergokalsiferol) bazı bitkiler doğal olarak içerir.

  • D3 vitamini ( kolekalsiferol) hayvanlarda doğal olarak bulunur ve güneş ışığına maruz kalındığında cilt tarafından üretilir. 

Kalsiferol, D vitamininin diğer adıdır. D2 ve D3 vitaminleri de aynı şekilde metabolize edilir, D vitamininin aktif formu karaciğerde 25-(OH)D3'e dönüştürülür, daha sonra böbreğe taşınır ve D vitaminin aktif formu olan 1,25-(OH)2 D3’e dönüştürülürler.

Kolekalsiferolün aksine ergokalsiferolün raf ömrü daha kısadır ve etkisini daha çabuk kaybetmektedir. D2 Vitamini bitkiler veya mantarlar tarafından üretilir ve meyve suları, süt ve tahıllar gibi kuvvetlendirilmiş besinler yoluyla elde edilebilir. Vücut güneş ışığına maruz kaldığında ise D3 vitamini üretilir.  Bu çoğunlukla cildin güneşten gelen ultraviyole A (UVA) ve ultraviyole B (UVB) ışınlarına maruz kalmasından kaynaklanır. Hayvansal ürünler de iyi bir D3 vitamini kaynağıdır. D vitamininin biyolojik olarak aktif versiyonu olan kalsitriol (Rocaltrol), böbrekleri veya paratiroid bezleri normal çalışmayan kişilerde, kandaki düşük kalsiyum seviyelerini tedavi etmek ve önlemek için kullanılır.

D Vitamini Ne İşe Yarar?

D vitamininin ana rolü, vücudun kalsiyum emilimini artırmak ve kemik yoğunluğunu korumasını destekleyerek osteoporozun önlenmesine yardımcı olmaktır.

D vitamini, özellikle çocuklarda büyümenin yanı sıra kalsiyum ve fosforun sindirimi ve emilimi için gereklidir. Güçlü kemik ve dişler, D vitaminin kalsiyumu buralara yerleştirmesiyle olmaktadır. 

Aynı zamanda vücudu kas zayıflığına karşı korur, bağışıklık sistemini güçlendirir,  kalp atışını düzenler ve normal kan pıhtılaşması ve tiroid fonksiyonu için önemlidir. D vitamini, sindirim sisteminde kalsiyum emilimini artırarak, kemiklerde kalsiyum birikimini destekler. 

Kalsiyum bağlayıcı proteinlerin sentezini yükselterek epitel hücrelerinde, özellikle bağırsak dokularında kalsiyum emilimine yardımcı olur. Vücuda gıdalarla Provitamin D şeklinde alınır ve güneş ışığına maruz kaldığında deride D vitaminine dönüşür. 

D Vitaminin Faydaları Nedir?

D vitamini nedir?

D vitaminin vücuda faydaları aşağıda listelenmiştir.

  • Kilo kaybını destekler: D vitamini seviyelerinin düşük olma olasılığı kilolu kişilerde daha fazladır. Bir araştırmada, kilo verme diyeti ile birlikte D vitamini takviyesi alan obezite bireylerde, yalnızca diyet uygulayan plasebo grubunun katılımcılarından daha yüksek miktarda kilo ve yağ kütlesi kaybettiği görülmüştür.

Başka bir çalışmada ise, günlük D vitamini ve kalsiyum takviyesi alan kişiler, plasebo takviyesi alanlara göre daha fazla kilo verdiği gözlemlenmiştir. Araştırmacılar, takviye olarak alınan kalsiyum ve D vitamininin, iştah bastırıcı bir etkiye sahip olabileceğini düşünmektedir.

  • Osteoporozu önlemeye yardımcı olur: Yapılan araştırmalar, öğünlerle yeterli miktarda alınan D vitamini ve kalsiyumun, osteoporozu önlemeye yardımcı olabileceğini, kemik mineral kaybını yavaşlatabileceğini ve kemik kırıklarını azaltabileceğini göstermektedir.

  • Osteomalazi tedavisini destekler: Ciddi D vitamini eksikliği  kemik mineral içeriği, kemik ağrısı, kas zayıflığı ve yumuşak kemikler (osteomalazi) kaybına neden olur. D vitamini takviyeleri, ciddi D vitamini eksikliği bulunan yetişkinlerin tedavisinde kullanılır. 

  • Sedef hastalığı tedavisinde rol oynar: D vitamini veya kalsipotriol adı verilen bir D vitamini bileşiği içeren topikal bir preparatın cilde uygulanması, plak tipi sedef hastalığına sahip kişilerin tedavisi için faydalı olabilmektedir.

  • Kas gücünü artırır: D vitamininin daha güçlü kasların oluşumuna yardımcı olduğu görülmektedir. Yapılan araştırmalarda da, kas gücü ile yüksek D vitamini düzeyleri arasında bir ilişki olduğunu belirtmektedir. Araştırmacılar, daha fazla D vitamini tüketen kişilerin daha fazla kas kütlesi, daha ince bir vücut ve daha iyi kas fonksiyonu olduğunu keşfetmiştir.

  • Bağışıklığı güçlendirir: D vitamini, bağışıklık sisteminin virüsler ve bakteriyel ve enfeksiyonlarla savaşmasında rol oynar. Araştırmalar D vitaminin akut solunum yolu enfeksiyonları ve zatürre gibi hastalıkların önlenmesinde yardımcı olabileceğini göstermektedir. 

  • Ruh halini düzenleyebilir ve depresyonu azaltabilir: Yapılan araştırmalar, D vitamininin ruh halini düzenlemede ve depresyon riskini azaltmada önemli bir etkiye sahip olduğunu belirtmektedir. Vücutta D vitamini seviyelerinin düşüklüğü ise klinik depresyon ile ilişkili olabilmektedir. Düşük D vitamini depresyona veya depresyon davranışlarına (örneğin, kötü beslenme alışkanlıkları, dışarıda daha az zaman geçirme) neden olabilir. Kanıtlara göre, D vitamini değerlerini yükseltmenin depresyon semptomlarına yardımcı olduğu belirtmektedir. 

  • Kalp sağlığını iyileştirir: Araştırmalar, D vitamini eksikliğinin kalp hastalığı, inme, tansiyon ve kalp krizi riskini azalttığını göstermektedir. 

  • Kemik sağlığını destekler: D vitamini, kalsiyumun düzenlenmesi ve kandaki fosfor seviyelerinin korunması için önemlidir. Bunlar aynı zamanda kemik sağlığını sürdürmek için gereklidir.

Bağırsakların kalsiyumu aktive etmesi ve emmesi ve ayrıca böbrekler tarafından atılacak olan kalsiyumu geri kazanması için D vitaminine  ihtiyaç duyulmaktadır. 

Çocuklarda görülen D vitamini eksikliği, kemiklerin zayıflamasına neden olan raşitizme yol açabilir ve bu durum da kemiklerde yumuşama sonucu olarak önemli ölçüde kavisli bir görünüme sebep olabilir.

D Vitaminin Cilde Faydaları Nedir?

D vitamininin başlıca görevlerinden biri sistemlerimizde kalsiyum dengesini korumaktır, ancak aynı zamanda cilt sağlığındaki rolü de D vitaminin önemli işlevleri arasında yer almaktadır. Araştırmalar D vitamininin cilt bariyerinin normal gelişiminde, cildin bağışıklık sisteminde, yara iyileşmesinde ve saç büyüme döngüsünde önemli bir rol oynadığını göstermektedir. 

Klinik olarak, azalan D vitamini düzeyleri gecikmiş yara iyileşmesi, sedef hastalığı ve  kuru cilt ile ilişkilendirilmiştir. D vitamininin ciltte önemli pratik kullanımı, sedef hastalığı, egzama ve vitiligo gibi bozuklukların tedavisinde terapötik olarak kullanılan hafif ila orta dereceli bir anti-inflamatuardır. D vitamini, aşırı iltihaplanmayı azaltır ve bu hastalıkların semptomları hafifletmeye yardımcı olur. 

D vitamini, bir hücrenin çekirdeği içinde bir steroid görevi görür, çoğalmayı uyarır, işlevi düzenler ve genleri stabilize eder. 2012 yılında yapılan bir araştırmaya göre, D vitamini cilt kanserine karşı korumada rol oynayabilmektedir. 

Bir antioksidan olarak topikal D vitamininin erken yaşlanmaya yol açan zararlı çevresel oksidanları da önlemeye yardımcı olabilir. Bununla birlikte, D vitamini analoglarının hücre döngüsünü geri kazandırdığı ve cilt yüzeyinde sedef plaklarına yol açan ölü hücrelerin birikmesini engellediği gösterilmiştir.

D Vitamini Hangi Hastalıklara İyi Gelir?

D vitaminin iyi geldiği hastalıklar aşağıda verilmiştir.

  • Kardiyovasküler hastalıklar

  • Otoimmün sorunları

  • Nörolojik hastalıklar

  • Enfeksiyonlar

  • Gebelik komplikasyonları

  • Bazı kanser türleri, özellikle meme, prostat ve kolon kanseri

  • Multipl skleroz

  • Sedef hastalığı

  • Raşitizm

  • Diyabet

  • Yüksek tansiyon

  • Kemik erimesi ve kemik hastalıkları

D Vitaminin Bağışıklık Sistemine Faydası Nedir?

D vitamini, vücudun enfeksiyon ve hastalıklara karşı ana savunma hattı olan bağışıklık sisteminin düzgün çalışması için önemlidir. D vitamini sağlıklı bir immünolojik yanıt için önemlidir. Anti-inflamatuar ve immün düzenleyici özelliklere sahip olması nedeniyle bağışıklık sistemi savunmalarının aktivasyonu için gereklidir. D vitamininin vücudun T hücreleri ve makrofajlar gibi hastalıklardan koruyan bağışıklık hücrelerinin aktivitesini iyileştirdiği bilinmektedir. D vitaminin düşük seviyeleri, enfeksiyon, çeşitli hastalıklar ve immünolojik ilişkili hastalıklara karşı artan hassasiyetle ilişkilidir.

Düşük D vitamini seviyeleri, artan TB, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ve astım riskinin yanı sıra bakteriyel ve viral solunum yolu enfeksiyonları ile bağlantılıdır.  D vitamini seviyeleri kış aylarında en düşüktür. Kışın, D vitamini seviyeleri en düşük seviyededir. Aktif formundaki D vitamini, bazı beyaz kan hücrelerinin zararlı inflamatuar yanıtını azaltırken, aynı zamanda bağışıklık hücreleri tarafından mikropla savaşan proteinlerin sentezini arttırır. 

D vitamini eksikliği olan çocuklar solunum yolu enfeksiyonlarına daha duyarlı iken, güneş ışığına maruz kalan çocuklarda daha az solunum yolu enfeksiyonu görülür. D vitamini düzeyi düşük olan yetişkinlerin yakın zamanda soğuk algınlığı, öksürük veya üst solunum yolu enfeksiyonu geçirme olasılığı daha yüksektir. 

D vitamininin çeşitli akut solunum yolu enfeksiyonlarını önleme potansiyelini inceleyen randomize kontrollü çalışmalardan elde edilen tutarsız sonuçlara rağmen, bireysel katılımcı verilerinin büyük bir meta-analizi, günlük veya haftalık D vitamini alımının akut solunum yolu enfeksiyonları insidansını azalttığı gösterilmiştir. 

D Vitaminin Zararı Var mıdır?

D vitamini, yeterli dozlarda alındığında genellikle güvenli kabul edilmektedir. Yüksek miktarda D vitamini takviyesi almak kemiklerin aşırı kireçlenmesine ve kan damarlarının, akciğer, böbrek ve kalp dokularının sertleşmesine yol açabilir.

D vitamini toksisitesi olarak da bilinen hipervitaminoz D, vücutta çok fazla D vitamini olduğunda meydana gelen, nadir olarak karşılaşılan ancak potansiyel olarak ciddi bir hastalık olarak bilinmektedir. 

D vitamini toksisitesinin en yaygın nedeni, yüksek dozlarda alınan D vitamini takviyesidir. Bunun nedeni, güneşe maruz kalındığında üretilen D vitamini miktarının vücut tarafından düzenlenmesi ve güçlendirilmiş yiyeceklerin de önemli miktarda D vitamini içermemesidir.

D vitamini toksisitesinin sonucunda kanda kalsiyum birikmesi (hiperkalsemi) meydana gelir. Bu durum da bulantı, halsizlik,  kusma ve sık idrara çıkmayı sebep olabilir. Bununla birlikte D vitamini toksisitesi, kemik rahatsızlığı ve kalsiyum taşı gelişimi ile birlikte çeşitli böbrek sorunlarına neden olabilir.  

Aşırı D vitamini takviyesi almanın en yaygın görülen belirtileri arasında baş ağrısı ve mide bulantısı  bulunur. Bununla birlikte, çok fazla D vitamini alımı şunlara yol açabilir.

  • Mide bulantısı ve kusma

  • İştah ve kilo kaybı

  • Ağız kuruluğu

  • Kabızlık

  • İshal

  • Ağızda metalik bir tat hissi

  • Böbrek taşları ve böbrek hasarı

D Vitamini Nasıl Kullanılır?

Yağda çözünen bir vitamin olan D vitamini, yüksek yağ içeren gıdalarla birlikte alındığında kan dolaşımında daha iyi bir şekilde emilir. Bu sebeple de  D vitamini takviyelerinin en iyi şekilde emilmesi için yemeklerle birlikte alınması önerilmektedir. 17 kişiden oluşan bir araştırmada, yalnızca 2-3 ay sonra, günün ana öğünü ile birlikte D vitamini almanın, kandaki D vitamini seviyelerini ortalama %50 artırdığı belirtilmiştir.  D vitamini emilimini artırmaya yardımcı olan kaliteli yağ kaynakları arasında kabuklu yemişler, avokado, yumurta,  tam yağlı süt ürünleri ve tohumlar bulunmaktadır. 

D Vitamini Ne Zaman Kullanılır?

D vitamini almak için günün belirli bir zamanına bağlı kalmak gerekmemektedir. D vitaminini öğünlerle birlikte alınması, vitaminin emilimini artırabilir ve kan seviyelerini daha verimli bir şekilde yükseltebilir.  Birçok kişi D vitamini gibi takviyeleri almak için sabah kahvaltısını tercih etmektedir. Bu sebeple D vitamini takviyesini sağlıklı bir kahvaltıyla beraber almak iyi bir tercih olabilmektedir. D vitamininin kişinin rutinine eklenmesi ve maksimum etkiyi sağlamak için düzenli olarak alınması tavsiye edilmektedir. Sonuç olarak, D vitamini takviyeleri öğünler avokado veya zeytinyağı gibi sağlıklı yağ içeriğine sahip olduğu sürece, günün herhangi bir zaman diliminde alınabilir. 

D Vitamini Ampulleri Nasıl Kullanılır?

D vitamini ampulleri, doktor tavsiyesi ile oral yolla ya da intramüsküler (kas içi) enjeksiyon yoluyla kullanılmaktadır. Günlük D vitaminin ihtiyacının karşılanmasının yanı sıra D vitamini damlaları tedavi amaçlı da alınmaktadır. D vitamini ampulleri, hiperparatiroidizm ve osteomalazi (kemik zayıflaması) tedavisinde 6 ila 12 hafta süresince, kandaki D vitamini değerine göre hekim tarafından bir tedavi protokolü olarak uygulanmaktadır. 

D Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur?

D vitamini açısından zengin besinlerin listesi aşağıda verilmiştir.

  • Yumurta sarısı: Yumurtanın beyazı proteinin büyük miktarına sahipken, yumurta sarısı yağ, vitamin ve minerallerin büyük bir bölümünü içerir. Bir yumurta sarısı 218 IU D vitamini içerir. Güneşe maruz kalmak ve tavuk yeminin içerdiği D vitamini oranı, yumurta sarısındaki D vitamini düzeylerini etkilemektedir. Aynı yem ile beslenen, güneş ışığında serbest bırakılan tavuklar, D vitamini açısından 3-4 kat daha zengin yumurta vermektedir. 

  • Morina karaciğeri yağı: Morina karaciğeri yağı iyi bir D vitamini kaynağıdır. Özellikle de balık tüketmeyen kişilerin sadece 1 çay kaşığı ile alabilecekleri D vitamini açısından en zengin bir takviyedir. 1 çay kaşı morina karaciğeri yağı 448 IU D vitamini içerir.

  • Mantar: Mantar , güçlendirilmiş gıdaların dışında, hayvansal olmayan tek iyi D vitamini kaynağıdır. Mantarlarda insanlara benzer olarak güneş ışığına maruz kaldıklarında, D vitamini sentezlemektedirler. Mantarlar, D2 vitamini (ergokalsiferol) üretirler ve bu vitamin kandaki D vitamini seviyelerini yükseltilmesine katkı sağlasa da, D3 vitamini kadar etkili olmamaktadır. Ticari olarak üretilen mantarlar ise genellikle karanlıkta yetiştirilir ve az miktarda D2 vitamini içerir. 

  • Sardalya ve ringa balığı: Sardalya ve ringa balığı D vitamini açısından zengin gıdalar arasında yer almaktadır. Ringa balığının , 100 gramında yaklaşık 216 IU D vitamini bulunur. Buna ek olarak diğer yağlı balık çeşitleri de D vitamini açısından yüksektirler. Yarım fileto halibut 384 IU ve uskumru 360 ​​IU D vitamini sağlamaktadır. 100 gram konserve ton balığı ise 268 IU D vitamini içerir. 

  • Somon: Somon iyi bir D vitamini kaynağıdır. Somonun 100 gramında  yaklaşık olarak 526 IU D vitamini bulunur. Somonun içerdiği D vitamini oranı yetiştirilme şekline bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Yabani somon, porsiyon başına ortalama 988 IU D vitamini içerirken, çiftlik somonu yaklaşık 250 IU içermektedir.

D vitamini genellikle hayvansal gıdalarda bulunmaktadır. Vejetaryen beslenme tarzına sahip kişilerin D vitamini eksikliği yaşamaması için bazı besinler D vitamini açısından güçlendirilmektedir. D vitamini ile güçlendirilmiş besinler ise şunlardır. 

  • İnek sütü: İnek sütü fosfor, kalsiyum ve riboflavin dahil olmak üzere birçok besin maddesini doğal olarak içermektedir. İnek sütü D vitamini ile güçlendirilmektedir. Genellikle bir fincan güçlendirilmiş inek sütünde yaklaşık 115-130 IU veya günlük değerin %15-22'sini içermektedir. 

  • Soya sütü: Soya sütü gibi bitki bazlı sütler, inek sütünde bulunan diğer vitamin ve minerallerin yanı sıra D vitamini ile güçlendirilir. Bir fincan soya sütü yaklaşık olarak 107-117 IU D vitamini içerir.  

  • Portakal suyu: Laktoz intoleransı ve süt alerjisi bulunan kişiler için bazı ülkelerde portakal suları kalsiyum ve D vitamini gibi besinler ile güçlendirmektedir. Bir fincan güçlendirilmiş portakal suyu yaklaşık 100 IU'ya D vitamini içermektedir. 

  • Tahıllar ve yulaf ezmesi: Tahılların bazıları ve yulaf ezmesi D vitamini ile güçlendirilmektedir. Bu besinlerin 78 gramı (yarım fincan) 54-136 IU D vitamini sağlamaktadır. Güçlendirilmiş tahıllar ve yulaf ezmesi, diğer güçlendirilmiş besinlere oranla daha az D vitamini içerse de D vitamini alımını artırmak için faydalıdır. 

D Vitamini Hangi Meyvelerde Bulunur?

D vitamini, bitkisel kaynaklarda nadiren bulunmaktadır. Tüm meyveler A, B ve C vitamini gibi eser miktarda D vitamini içermektedir. Eser miktarda D vitamini içeren meyvelerden bazıları şunlardır. 

  • Portakal

  • Elma

  • Üzüm

  • Karpuz

  • Muz

D Vitamini Eksikliği Belirtileri Nelerdir? 

D vitamini eksikliği birçok kişi tarafından fark edilmeyebilir, ancak dikkat edilmesi gereken bazı belirtiler bulunmaktadır. Yaygın olarak görülen D vitamini eksikliği belirtileri şunlardır. 

  • Yorgunluk ve kas zayıflığı: Kemik sağlığı için önemli olan D vitamini, yetersiz miktarda alındığında kemik ve kas güçsüzlüğüne yol açabilir ve bu durum da yorgunluğa neden olabilir.

  • Depresyon: Düşük D vitamini seviyeleri depresyon riskini artırabilmektedir. D vitamini reseptörleri beyinde bulunur ve yapılan araştırmalar vitaminin bir antienflamatuar etkiye sahip olduğunu belirtmektedir. 

  • Kemik ve eklem ağrısı: D vitamini alımını artırmak kemik kütlesi ve kemik kaybını önlemeye yardımcı olur. Kemik ve eklem ağrıları yaşayan kişilerde D vitamini eksikliği görülebilmektedir. 

  • Kırıklar: Vücuda yeterli miktarda alınan D vitamini,  kalsiyum emilimini artırarak kemik gücünün korunmasında rol oynar.

Ulusal Osteoporoz Vakfı'na göre, bu özellikle menopozdan sonra, kemik yoğunluğunun azaldığı ve osteoporoz riskinin arttığı için çok önemlidir.

Kişinin sağlık geçmişine ve yaşına bağlı olarak, doktor kırığı olan kişilerin D vitamini seviyelerini test edebilir.

  • Geç yara iyileşmesi: Yaraların yavaş bir şekilde iyileşmesi, D vitamini eksikliğinin belirtilerindendir. D vitamini büyüme faktörlerini ve yeni doku üreten diğer maddeleri düzenler. Bu nedenle de D vitamini yara iyileşmesinde önemli bir role sahiptir. 

Vücutta D Vitamini Eksikliği Hangi Hastalıklara Yol Açar?

D vitamini eksikliği, kırıklara ve osteoporoza sebep olabilen kemik yoğunluğu kaybına yol açabilir.

D vitamini eksikliği aynı zamanda çocuklarda raşitizme neden olabilir. Raşitizm, kemiklerin yumuşamasına ve bükülmesine neden olan ve nadir olarak görülen durumdur. 

Yetişkinlerde şiddetli D vitamini eksikliği osteomalaziye sebep olur. Osteomalazi, kırılgan kemiklere, kemiklerde rahatsızlığa ve kas zayıflığına yol açar.

D vitamini, diyabet, kanser, yüksek tansiyon ve multipl skleroz gibi otoimmün hastalıklar da dahil olmak üzere çeşitli tıbbi bozukluklara neden olabilmektedir. 

D Vitamini Değeri Kaç Olmalıdır?

Vücuttaki D vitamini düzeylerini ölçmenin en doğru yolu 25-hidroksi D vitamini kan testidir. Sağlıklı kişiler için mililitrede 20 nanogram ile 50 ng/mL arasında bir seviye yeterli kabul edilir. 12 ng/mL’nin altındaki bir seviye D vitamini eksikliğini belirtmektedir. 

D Vitamini Fazla Alınırsa Ne Olur?

Çok fazla D vitamini takviyesi almak vücutta fazla miktarda kalsiyum birikmesine (hiperkalsemi) yol açabilir. Hiperkalsemi belirtileri arasında bulantı, kusma, iştahsızlık, kabızlık, halsizlik ve kilo kaybı bulunmaktadır. D vitamini doz aşımı potansiyel olarak böbreklere zarar verebilir. D vitamini eksikliği de kandaki kalsiyum seviyelerini artırır. Hiperkalsemi kafa karışıklığına, baş dönmesine ve kalp ritmi anormalliklerine sebep olabilir. 

Hiperkalsemi terimi, ortalamanın iki standart sapma üzerinde olan kan serumundaki kalsiyum seviyelerini ifade etmektedir. Kandaki kalsiyum seviyeleri 8.8 mg/dL ile 10.8 mg/dL arasında değişmektedir. Hafif ila orta kalsiyum serum seviyeleri 10,5 ila 13,9 mg/dL arasında değişir, ancak 14,0 ila 16,0 mg/dL arasındaki sayılar bir hiperkalsemi krizi olarak ifade edilmektedir. 

D Vitamini Fazlalığı Nasıl Atılır?

Yağda eriyen bir vitamin olan D vitamini vücutta depolanırlar. Bu da D vitaminin vücuttan atılmadığı ve fazlasının vücutta biriktiği anlamına gelmektedir. Bu nedenle de vücuda aşırı miktarda D vitamini alımı ciddi hastalıklara yol açabilmektedir. 

Günlük Alınması Gereken D Vitamini Kaç Mg'dir?

D vitamini için önerilen günlük alım miktarı aşağıda verilmiştir.

  • 0-6 aylık bebekler için 400 IU (10 mcg)

  • 6-12 aylık bebekler için 400 IU (10 mcg)

  • 1-3 yaş arası çocuklar için 600 IU (15 mcg)

  • 4-8 yaş arası çocuklar için 600 IU (15 mcg)

  • 9-70 yaş arası bireyler için 600 IU (15 mcg)

  • 70 yaş ve üstü bireyler için 800 IU (20 mcg)

 



 
FacebookTwitterLinkedinWhatsappMessengerMail