Diyette motivasyonunu yitirenleri kendine getirecek 10 süper yol
Diyete başlarken motivasyonunuzu toplamakta zorlanıyor, başladıktan sonra ise en ufak sorunda hevesinizi mi kaybediyorsunuz? Sizin için 10 önerimiz var!
Eğer beslenme ve diyet uzmanları için zayıflamanın kolay olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Diyet her zaman zor ve emek isteyen bir iş. Bu kötü haberdi, şimdi sıra iyi haberde: Hedef kilonuza daha hızlı ulaşmanız için diyette motivasyonunuzu artırmanızı sağlayacak ipuçları hazırladık. Üstelik bunlar diyetisyenler tarafından da kanıtlanmış ipuçları.
Diyette motivasyon nasıl sağlanır?
Hedef kilonuza ulaşma konusundaki başarınız sadece vücudunuza bağlı değil. Bu konuda fiziksel davranışlarınız kadar psikolojik davranış ve tutumlarınız da önem taşıyor. Pek çok insan diyette motivasyonun önemini göz ardı ettiği için başarıya ulaşamıyor. Unutmayın ki kilo kaybı kafada başlıyor!
1-Farkındalığınızı artırın
Diyete başlamanın sağlıklı beslenmeye başlamak demek olduğunu her zaman söylüyoruz. Diyete başlarken motivasyonunuzun tam olması için ilk yapmanız gereken şey kendinizi tanımak, davranışlarınızı fark etmek. Çünkü değişimi başlatmadan önce var olanı anlamanız şart. Belki çalışırken daha çok yiyorsunuz belki çok mutluyken… Gözlemlemeye ne kadar erken başlarsanız o kadar hızlı yol alırsınız.
2-Düşüncelerin gücünü küçümsemeyin
Aslında bu cümleyi sadece diyette motivasyon sözleri kapsamında düşünmemelisiniz. Çünkü bu hayatta hedeflediğiniz her şey için geçerli. Düşünceleriniz sizi kimi zaman destekler, kimi zamansa size köstek olur. Eğer sürekli başarısız olma korkusu duyuyorsanız, zayıflayabileceğinize dair şüpheleriniz varsa bunları geride bırakın. Kendinize güvenin ve hedefinize yönelik pozitif şeyler düşünün.
3-Sizi mutlu eden şeylere odaklanın
Hayatta nelerden hoşlandığımızı, neleri sevmediğimizi genellikle iyi biliriz. Bir hedefe yoğunlaştığınız zaman sevdiğiniz şeylerin size sağladığı motivasyondan mutlaka faydalanın. Emin olun bunları keşfettiğinizde diyet süreciniz size keyif bile verecek. Örneğin spor salonunda egzersiz yapmak size göre olmayabilir. Bunu bahane etmek yerine sizin için uygun ve keyif verici bir egzersiz çeşidi bulabilirsiniz. Oturma odanızın rahatlığında egzersiz yapabilir veya yürüyüşe başlayabilirsiniz. Diyet yolculuğunuzun kaptanı sizsiniz ve bu noktada asıl soru şu: Kendiniz için engeller yaratmak mı istiyorsunuz yoksa yolculuğunuzu mümkün olduğunca keyifli bir hale getirmek mi?
4-Sürekli yemek düşünmeyi bırakın
Diyette motivasyon düşüklüğüne yol açan sebeplerden biri de sürekli yemek düşünmek. Eğer şok diyetlere başvurarak kendinizi aç bırakmıyorsanız zaten uzun süreli açlıklar yaşamadan, sağlıklı beslenerek diyet yapıyorsunuz demektir. Öyleyse devamlı yemek düşünüyor olmanızın sebebi muhtemelen psikolojik. Bu alışkanlığınızı arkanızda bırakın ve sadece yemek saati geldiğinde ne yiyeceğinize karar vermek için düşünün.
5-Sizi gerçekten neyin rahatlattığını bulun
Başarılı zayıflama hikayelerinin özneleri genellikle kendini iyi tanıyan ve zor anları nasıl atlatacağını bilen insanlar olur. İş yerinde geçirilen çok yoğun bir gün, trafikte geçirilen saatlerin yarattığı gerginlik, özel hayatın getirdiği birçok stres sebebi… Bunlardan tamamen kurtulmak ne yazık ki mümkün değil. Ama bunları bahane yapmamak da nolursa olsun sizin elinizde. Bu tip zor ve stresli anların sonrasında şeker içeriği yüksek tatlılara ya da basit karbonhidrat deposu yemeklere sarılıp pişman olmaktansa biraz yürüyüşe çıkmak, sevdiğiniz bir filmi izlemek ya da bir arkadaşınızla kahve içmek çok daha doğru bir tercih olacaktır.
6-İletişime açık olun
Hepimiz birbirimizden farklı olsak da ortak bir noktamız var: diğer insanlarla iletişim kurma ihtiyacı. Bu ihtiyaç giderilmediğinde yeme bozukluklarına, tatlı, sigara ve alkol bağımlılığına çok daha sık rastlanır. Bu yüzden sosyal hayata karışın ve insanlarla iletişim kurmaktan çekinmeyin.
7-Yasakları yasaklayın
Birisi “Diyette motivasyonumu kaybettim” cümlesini kuruyorsa çok yüksek ihtimal o diyet yasaklarla doludur. Çok sayıda yasağın olduğu bir diyet uzun süreli olmayacağından bu tip diyetlerden uzak durun. Tiramisunun kötü, meyve salatasınınsa iyi olduğunu kendine hatırlatıp duran bir beyin yasak olandan, yani tiramisudan zevk almak ister. Bu yüzden kedinize yasak koymak yerine daha ılımlı düşünün. Çünkü önemli olan ne kadar ve ne sıklıkla yediğiniz, kısaca dengelemek.
8-Yemek yerken dikkat dağıtan şeyleri ortadan kaldırın
Yemek zamanını sadece yemeğe ayırmak da edinilmesi gereken bir alışkanlık. Masaya oturduğunuzda televizyon, radyo ve akıllı telefon gibi dikkat dağıtan şeylerle ilgilenmeyi bırakın ve yemeğe odaklanın. Çünkü başka şeylerle ilgilenmek porsiyon miktarını ve tokluğunuzu algılayamamaya sebep olur ve bu yüzden yemeniz gerekenden çok daha fazlasını yemenize rağmen masadan aç kalkabilirsiniz.
9-Duygusal açlığa direnin
Öncelikle gerçek açlıkla duygusal açlığı birbirinden ayırt edin. Gerçek açlık, yani fiziksel açlık yemek yedikten birkaç saat sonra yavaş yavaş oluşur ve yemek yendikten sonra bu his ortadan kalkar. Duygusal açlıksa aniden gelişir ve ne kadar yemek yense de tam olarak tokluk oluşmaz. Ayrıca fiziksel açlık her besinle bastırılabilirken, duygusal açlık genellikle çikolata, tatlı, pizza, cips gibi gıdalarla bastırılır. Duygusal açlıkla baş etmek için duygularınızı tanımaya ve duygusal hissettiğiniz zamanlarda yeme isteğinize direnmeye çalışın. Uzun vadede bunu uyguladığınızda sadece daha fazla kilo kaybetmekle kalmayacak, aynı zamanda kendinizi daha mutlu ve rahat hissedeceksiniz.
10-Hedefinizi görselleştirin
Motivasyon sözleri kadar görselleri de diyet sürecinde size iyi gelir. Nasıl mı? Zayıflamış halinizi somut olarak karşınızda görme şansınız olmasa da hayal kurabilirsiniz! İdeal kilonuza ulaştığınızda nasıl görüneceğinizi, nasıl hissedeceğinizi, hangi kıyafetleri giyeceğinizi hayal edin. Fakat bu tip hayaller bazı kişileri sabırsızlığa iterek diyet sürecinde daha fazla zorlanmasına da yol açabileceğinden, önce bu tip hayallerin size iyi gelip gelmediğini gözlemleyin.
Unutmayın ki zamanla düşünceleriniz söze, sözleriniz eyleme ve eylemleriniz alışkanlıklara dönüşür. Hepimizin hayatta hedefleri var. Kimi daha büyük, kimi daha küçük. Ve önemli olan sadece hedefin kendisi değil, o hedefe yürürken yolda geçirilen zaman da…