Beslenmenizde yaptığınız 10 kötü alışkanlığı fark edin!
Mutfağınızı sağlıklı yiyeceklerle doldurdunuz ve kilo vermek için dikkatli hazırlanmış bir diyet planınız var fakat kilo veremiyorsunuz ya da vücudunuzda istediğiniz değişiklikleri göremiyorsunuz. Tanıdık geldi mi? Buna neden olabilecek 10 ‘kötü’ alışkanlığı sizin için listeledik.
Bir şeye başlayabilmek aslında çoğu zaman en önemli motivasyon kaynağıdır. Peki siz nereden başlayacağınızı bilemediğiniz için başlayamıyor musunuz? O zaman en doğru yer burası çünkü ilk önce tespit etmemiz gereken şey bize normal gelen ama uzun sürede zarar verebilecek olan alışkanlıklarımızdır. Biz bu alışkanlıkları çözüm önerilerimizle birlikte size sunuyoruz, siz de bu çözüm önerilerini yaratıcılığınızı kulanarak değiştirebilir veya hayat tarzınıza göre şekillendirip kullanabilirsiniz. Her seferinde bir alışkanlığa odaklanıp değiştirmenin hayat kalitenizi artırıcı bir rol oynadığınızı kendi gözlerinizle göreceksiniz. Şimdi tüm bunlara bir göz atma zamanı!
1.Alışkanlıklarınızı ‘kötü’ olarak adlandırmanın bu süreçte pek yararı olmayabilir.
Ele almak istediğimiz ilk alışkanlık yeme davranışlarınızı tanımlamak için kullandığınız dil hakkındadır. “Kötü” kelimesini ortadan kaldırarak ve kendinize çok yüklenmeyerek bile birçok yükten kurtulmuş olursunuz aslında. Çeşitli çalışmalarca kanıtlanan bir görüş vardır ki o da; davranışları yargılamanın kilo vermeyi engelleyici bir rol oynadığı. Kendinizden ve davranışlarınızdan utanmanın size yarardan çok zararının olduğunu söyleyebiliriz, beslenme uzmanları da aynen bu görüşe uygun bir şekilde; davranışları yargılamadan ele almak için eğitilmişlerdir.
2.Mutfağınızın ve buzdolabınızın düzenini değiştirmek iyi bir başlangıç olabilir.
İlk davranışı değiştirdikten sonra başlayabileceğiniz en iyi nokta mutfaktır, ne de olsa yediğiniz her şey midenizden olduğu gibi oradan da mutlaka geçiyor. Biraz mutfak düzeninize bakalım; mesela tezgahınızda sağlıksız atıştırmalar bulunduruyor musunuz ya da şekerli içeceklerinizi, bol yağlı tatlılarınızı buzdolabınızın en ulaşılabilir raflarında mı saklıyorsunuz? Yapılan araştırmalarda yiyecek saklama alışkanlıklarınızın sizi sağlıksız yemeye teşvik edebileceği ortaya çıkmıştır.
Peki bu durumu değiştirebilmek için ne yapabilirsiniz? Sağlıksız ve kalorili yiyecekleri tezgahınızdan uzaklaştırıp dolaplarızın en ücra köşelerinde bulundurabilirsiniz ya da tezgahınızdaki kurabiye kavanozunu meyve kasesiyle değişebilirsiniz. Bununla birlikte de tam bir buzdolabı düzenlemesine gidip, buzdolabını açtığınızda karşınıza besleyici ve sağlıklı yiyeceklerin çıkmasını sağlayabilirsiniz.
3.Yemek hazırlarken aldığınız kalorileri görmezden gelmeyin.
Yemek yapmayı çok seven biriyseniz, hazırlama sürecinde aldığınız kalorileri de hesaba katmalısınız. Fıstık ezmesinden çıkarttığınız kaşığı yaladığınızda, kurabiye hamurunuzun bir ya da iki kez tadına baktığınızda, yemek hazırlama esnasında sizi cezbeden kokulardan dolayı yemekten biraz atıştırdığınızda günlük planınıza ek olarak aldığınız kaloriler de artmakta. Buna dikkat etmek için belki de yemek hazırladığınız tezgaha su dolu bir bardak koyarak hem hazırlama esnasında kullandığınız mutfak gereçlerinizi temiz tutmuş, hem de kendinizi alınacak ekstra kalorilerden uzak tutmuş olursunuz. Bu yöntemle birlikte aynı zamanda yemek hazırlama esnasında sakız çiğneyerek aşırı tadım yapmayı önleyebilirsiniz.
4.Yemek yerken dikkatinizi dağıtan şeyler olmamasına dikkat edin.
Yemek yerken odaklandığınız tek şey yine yemek yemek olmalıdır. Ekran karşısında yemek yemek, bir şeylerle uğraşmak, gazete veya dergi okumak sizi yemek yemenin farkındalığından uzaklaştırarak, daha fazla yemenize ya da doymanızın gecikmesine sebep olacaktır. Aynı zamanda yavaş yemenizi de engelleyecektir. Bunun yerine sofranızı kurup, yemeği saklama kabından değil de tabaktan tadına vararak yemeye özen göstermeniz ve “dikkatli beslenme” ilkelerini uygulamanız halinde kilo denetiminizi daha kolay sağlayabilirsiniz.
5.Gizlice yemek iyi bir şey değildir.
Başkaları varken hep iyi yeme alışkanlıkları gösterirken evde ya da bir odada tek başımıza kaldığınızda başkası görse gülünç duruma düşebileceğiniz yeme davranışlarınızı düşünün; bunun nedeni yalnız olduğumuzda “istediğimi yapabilirim yalnız ve özgürüm” hissiyle ilgili olabilir mi? Eğer böyle bir düşünceniz varsa yemek yeme planınızı kontrol etmelisiniz, çok kısıtlayıcı ve bir düzenleme gerektiriyor olabilir. Gerçekten açsanız sağlıklı yiyecekler de atıştırılabilir, örneğin; önceden kesilmiş ve hazırlanmış taze sebze ve meyveler, tam tahıllı krakerler veya fındık gibi yağlı tohumlar bu seçeneklerdendir.
6.Halo etkisi yaratan gıdalarla seviyenizi koruyun.
Halo etkisi reklamcılıkta kullanılan bir terim olup, ürünün iyi özelliğini aşırı öne çıkartmak ve olduğundan daha da iyi gözükmesini sağlamaktır. Bu maddeye örnek olabilecek halo etkisi yaratan ürünler sağlıklı yönleri çok öne çıkarılmış ürünler olabilir. Bir ürün sırf sağlıklı diye ondan sınırsızca yemek ürünün aksine hiç sağlıklı bir hareket değildir. Ayrıca paketli gıdaların ön tarafındaki ibarelerden çok asıl etiketleri okunmalı ve ona göre değerlendirilmelidir, iyi bir özelliğe kanıp diğer tüm kötülükleri yoksayamayız.
7.Doygunluk noktanızı kaçırmayın.
Yemek bitiminde tabağımızın temiz olması kültürü, bize doymuş olsak dahi önümüze konan her şeyi bitirmenin kibarlık olduğunu aşılamıştır yıllar boyunca ancak çöp kutusuna gitmesin diye doyduğumuz halde yemeğimizi bitirmeye çalışırsak, kendimize çöp kutusu gibi davranmış olmaz mıyız? Bunun yerine sokaktaki canlarla yemeğimizi ve suyumuzu paylaşarak hem kendimize hem de onlara bir iyilik yapabiliriz. Bununla birlikte başka bir sorun da aşırı hızlı yemektir. Bu yüzden doygunluk noktanızı kaçırmanız kaçınılmazdır diyebiliriz. Bunu engellemek için lokmalarınızı özenli seçip, yemek sırasında su tüketiminize dikkat edebilirsiniz.
8.Atıştırmaları direkt olarak paketinden veya kutusundan alarak tüketmeyin.
Kaç kez mısır gevreğini paketiden kuru kuru yediniz? Cips veya atıştırmalık tüketirken paketten yemeyi mi yoksa tabağa koymayı mı tercih edersiniz? Evet pakette yemek her zaman daha zahmetsizdir, üstelik bulaşık da çıkmayacaktır fakat bunu bel çevrenizi günden güne artıracak bir alışkanlık olarak sayabiliriz. Bunun yerine tabak kullanarak porsiyonu kadar yiyeceği kendinize servis edebilirsiniz, bu aynı zamanda kendinize başkalarına gösterdiğiniz kibarlığı gösterdiğiniz için iyi hissettirecektir.
9.Dışarıdan yemek sipariş verme sıklığınızı azaltmalısınız.
Yemek dağıtımının çok kolay olduğu ve bolca seçenek bulunan bir şehirde yaşıyorsanız yemek pişirmeye vaktinizin olmadığı günlerde bu hizmetten yararlanabilirsiniz. Ancak çok fazla sipariş verirseniz bu kötü bir alışkanlığa dönüşebilir. Bu alışkanlığı değiştirmek için market alışverişiniz esnasında dondurulmuş sağlıklı yiyecekler alarak yemek pişirmeye vaktinizin olmadığı günler için hızlı bir alternatif oluşturabilirsiniz. Ya da sipariş verdiğiniz yemeği, tüketmeden önce ikiye bölerek buzdolabına koyabilirsiniz, böylece ertesi gün öğlen yemeğinde ne yiyeceğinizi düşünmek zorunda da kalmazsınız.
10.Kalorileri içiyor olabilir misiniz?
Aromalı kahveler veya kremalı bir cappucino güne başlamak için lezzetli bir yol gibi gözüküyor farkındayız. Ne yazık ki sadece kahve alışkalığınız bile şeker ve yağ alımınızı oldukça çok artırıyor olabilir. Hazır kahvecilerdeki kahvelerin çoğu bir öğünde alacağınız kadar yağ ve şekere sahiptir. Bunun yanında akşam yemeğinizin yanına ya da sonrasına da birkaç alkollü içecek eklerseniz, aldığınız kalorinin büyük çoğunluğu besleyici gıdalar yerine içeceklerden gelecektir. Bunun yerine kahve içeriklerini gözden geçirerek daha sağlıklı seçeneklere yönelebilirsiniz. Alkollü içeceklerde porsiyon kontrolünü dikkate alırsanız ve yemeğinizin yanında şekerli veya asitli içecekler tüketmek yerine su tüketirseniz ise bu davranışla bile oldukça büyük bir değişim yaratabilirsiniz.