Fosfor nedir?
Vücutta en çok bulunan minerallerden biri olan fosforun işlevleri nelerdir? Vücutta ne gibi roller üstlenir?
Fosfor, vücutta en fazla bulunan ikinci mineraldir. Kalsiyum ile birlikte fosfor, güçlü ve sağlıklı kemikler oluşturulması, doku ve hücrelerin onarımı gibi birçok işlev için gereklidir. Vücuttaki fosforun yaklaşık %85'i kemiklerde ve dişlerde bulunur. Fosfor ayrıca vücut hücrelerinde ve dokularında eser miktarda bulunur. Fosfor, böbreklerdeki atıkların atılmasında rol oynar ve vücutta enerji depolaması ve kullanımı için gereklidir. Bununla birlikte egzersiz sonrası kas rahatsızlığının azalmasına destek olur. Tüm hücrelerin ve dokuların, bakımı, büyümesi ve onarımı ile birlikte DNA ve RNA'nın genetik yapı taşlarının oluşumu için fosfor gereklidir. Bununla birlikte vücut fosfora, D vitamini, magnezyum, kalsiyum ve iyot gibi diğer vitamin ve minerallerin normal dengesi ve kullanımı için de ihtiyaç duymaktadır.
Fosfor Sembolü Nedir?
Fosfor mineralinin sembolü P’dir ve atom numarası 15’dir. Fosfor en tipik olarak vücutta fosfat formunda bulunur. ATP'nin veya adenozin trifosfatın bileşenleri olarak fosfotlar, enerji üretiminde oldukça önemli bir rol oynar. Adenozin trifosfat (ATP), çeşitli bedensel süreçlere güç sağlamak için kullanılabilen bir enerji türüdür. Adenozin, kimyasal bir bileşen ve üç fosfat molekülü ATP'nin yapısını oluşturur. Bir fosfat ile adenozin arasındaki bağlantı koptuğunda enerji ortaya çıkar ve hücresel hareket tetiklenir. ATP tarafından salınan enerji hızlı bir şekilde kullanılır, bu nedenle vücutt yalnızca çok az miktarda bulunur.
Fosfor Ne İşe Yarar?
Bir kalsiyum fosfat tuzu olan hidroksiapatit formundaki fosfor, kemiğin önemli bir yapısal bileşenidir. Fosfolipitler, hücre zarlarının önemli yapısal bileşenlerini oluşturmaktadır. Adenozin trifosfat (ATP) ve kreatin fosfat gibi fosforile edilmiş maddeler, tüm enerji sentezi ve depolanması için gereklidir. Fosfat içeren moleküllerin uzun zincirleri, genetik bilginin depolanmasından ve iletilmesinden sorumlu olan nükleik asitleri (DNA ve RNA) meydana getirir. Fosforilasyon, çeşitli hormonların, enzimlerin ve hücre sinyal moleküllerinin aktivasyonu için önemlidir. Fosfor ayrıca uygun asit-baz dengesinin (pH) korunmasına yardımcı olarak vücudun en önemli tamponlarından biri olarak görev yapar. Fosfor içeren bir molekül olan 2,3-difosfogliserat (2,3-DPG), kırmızı kan hücrelerinde hemoglobine bağlanır ve vücudun organlarına oksijen taşınmasını düzenler.
Bazı mikro besinlerin aksine, vücut tarafından fosfor üretilemez. Bu nedenle de fosfor mineralini, gıdalardan ve besin takviyesinden almak gereklidir. Fosfat, fosfat, fosforun ilaç formudur. Fosfor açısından en zengin besinler ise süt, yağlı balık, et ve tohumlardır.
Fosfor Mineralinin Faydaları Nedir?
Fosfor mineralinin vücuda faydaları aşağıda listelenmiştir.
-
Sindirimi düzenler: Fosfor, sağlıklı sindirimin desteklenmesinde çok önemli bir işleve sahiptir. Fosfor bu etkiyi, riboflavin ve niasin sindirimini uyararak oluşturur. Riboflavin ve niasin, enerji metabolizmasından sinir ve duygusal sistemlere kadar birçok şeyden sorumludur.
-
Hücre onarımını artırır: Fosfor, vücuttaki hücrelerin büyük bir bölümünün çekirdeğinde bulunan DNA'nın önemli bir bileşenidir. Bu nedenle de fosfor minerali, hamilelik sırasında büyük öneme sahiptir. Fosfor ayrıca düzenli aşınma ve zorlanmaya maruz kalan birçok vücut hücresinin onarımı ve bakımı için de gereklidir. Vücut hücrelerinin düzgün bir şekilde gelişmesini ve aktif kalmasını sağlayarak genel sağlığı korur. Bu durum, öncelikle protein üretimine yardımcı olmak ve metabolik aktiviteyi artırmak için uygun hormonların vücutta doğru şekilde tepki vermesini sağlamak şeklindedir.
-
Dişleri ve kemikleri güçlendirir: Fosfor, diş ve kemik gelişimi ile kemik ve dişlerin korunması için gerekli bir mineraldir. Fosfor, günlük yaşamın stresine ve yırtılmasına karşı güçlü kemikler oluşturmak için kalsiyum ile beraber çalışır. Ayrıca diş eti ve diş minesi sağlığının iyileştirilmesine katkıda bulunur. Genellikle osteoporoz olarak bilinen kemik kaybı veya mineral yoğunluğunun azalması gibi önemli kemik rahatsızlıklarının tedavisine destek olur. Fosfor, sağlıklı bir iskelet yapısının temellerini atarak, sağlıklı ve aktif bir yaşam tarzını destekler. Fosforun diğer faydalarından biri de kalp sağlığı ile bağlantılı olmasıdır. Bu fayda, yeterli miktarda fosfor almanın çeşitli kardiyovasküler problemlerden korunmaya yardımcı olacağı anlamına gelmektedir.
-
Bilişsel gelişimi destekler: Fosfor, beyin hücrelerinin hem dışında hem de içinde bulunan hayati bir element olduğundan, vücutta birçok işlevden sorumludur. Uygun fosfor seviyeleri, uygun beyin fonksiyonunun desteklenmesinin yanı sıra bilişsel büyüme ve gelişmeyi sağlar. Fosfor yetersizliği, yapılan çalışmalarda artan bilişsel işlev bozukluğu riski ve Alzheimer hastalığı ve bunama gibi nörolojik hastalıkların erken başlangıcı ile ilişkilendirilmiştir.
-
Kas zayıflığını azaltır: Fosfor, kas zayıflığı, uyuşukluk, yorgunluk ve gibi rahatsızlıkların önlenmesine katkıda bulunur. Vücuttaki normal fosfor seviyeleri, formda ve aktif kalmak için önemlidir.
-
Protein metabolizması hızlanır: Fosfor, üreme sürecine yardımcı olan proteinlerin oluşumundaki en önemli faktörler arasındadır. Aynı zamanda insan vücudundaki proteinlerin verimli şekilde kullanılmasını sağlayarak, gerektiğinde optimal hücre gelişimini ve onarımını sağlar. Bununla birlikte, fosfor da vücut tarafından karbonhidrat ve lipid kullanımında rol oynar. Protein metabolizması, vücudun yıllar geçtikçe büyümeye ve kendini sürdürmeye devam etmesini sağlayan şeydir. Fosfor, insan metabolizmasının en önemli unsurlarından biri olması nedeniyle uyarıcı etkisi genel sağlık için kritik öneme sahiptir.
-
Detoksifikasyon: Fosfor, böbreklerin sağlıklı çalışması için gerekli bir mineraldir. Bunun için fosfor, böbreklerden gelen atıkların idrar ve boşaltım yoluyla uygun şekilde salınmasını sağlayarak gerçekleştirir. Vücut, idrara çıkma miktarını ve sıklığını artırarak aşırı tuzlar, ürik asit, su ve hatta yağ düzeylerini dengeleyebilir. Fosfor, atılan tüm vücut sıvılarının ve maddelerin dengesini sağlayarak, tüm vücudun sağlıklı ve toksinlerden arınmış kalmasında rol oynar.
Fosforun Yan Etkileri Nedir?
Fosfat takviyeleri, doğru şekilde alındığında güvenli kabul edilir. Yüksek dozda fosfor takviyesi alımı ise baş ağrısı, mide bulantısı, baş dönmesi, kusmaya ishal neden olabilir.
Fosfor alerjisi nadir olarak görülmektedir, ancak fosfor takviyesi aldıktan sonra hızlı kalp atışı, kızarıklık, nefes darlığı veya yüz, boğaz veya dil şişmesi gibi alerjik reaksiyon yaşayanlar bir uzmana danışılmalıdır.
Emzirme döneminde yeterli miktarda vitamin ve mineral alımı, bebeğin normal bir şekilde büyümesi için gereklidir. Bununla birlikte, emzirme döneminde aşırı miktarlarda fosfor takviyesi almak, anne ve bebek için zararlı etkilere yol açabilir.
Hamilelikte yeterli vitamin ve mineral alımı önemlidir. Fetüsün sağlıklı büyümesi ve gelişimi, anneden sürekli bir besin kaynağına bağlıdır. Ancak hamilelik döneminde çok fazla miktarda besin takviyesi almak anne ve fetüs için zararlı olabilir. Bu nedenle de hamilelik döneminde aşırı fosfor alımından uzak durulmalıdır.
Fosfor takviyeleri, kronik böbrek hastalığı olan kişiler tarafından zararlı olabilir. Böbrekler vücuttan fosfatı uzaklaştırmada daha az etkili olduğundan, mineral birikebilir ve hipofosfatemiye yol açabilir. Bu durum, kaşıntı, kas krampları, döküntü, spazmlar, kemik veya eklem rahatsızlığı veya ağız çevresinde uyuşma ve karıncalanma gibi semptomlar meydana gelebilir. Aşırı yüksek fosfor seviyeleri, potansiyel olarak idrar pH'ını etkileyebilir ve böbrek taşı için tehlikeli olabilir.
Fosfor takviyeleri, bazı farmasötik ve reçetesiz satılan ilaçlarla etkileşime girebilir. Alüminyum, magnezyum veya kalsiyum içeren antiasitler, insülin, kolesterol düşürücü ilaçlar, potasyum takviyeleri, fenobarbital veya Tegretol (karbamazepin) gibi antikonvülzanlar, bu ilaçlara örnektir. Bu ilaçları kullanan kişiler, doktora danışmadan fosfor takviyesi almaktan kaçınmalıdır.
Fosfor Hangi Besinlerde Bulunur?
Fosfor, süt ve süt ürünleri gibi proteinli gıdalar ile birlikte et ve fasulye, mercimek ve fındık gibi çeşitli ürünlerde yüksek miktarda bulunur. Tahıllar, özellikle tam tahıllar fosfor açısından zengindiler. Fosfor sebze ve meyvelerde ise daha az miktarda bulunmaktadır. Aşağıda fosfor içeren besinler listelenmiştir.
-
Et, kümes hayvanları, balık ürünleri
75 gram dana eti 194 mg fosfor içerir.
75 gram sığır eti 174 mg fosfor içerir.
75 gram tavuk ve hindi eti 163 mg fosfor içerir.
75 gram pişmiş somon 192 mg fosfor içerir.
75 gram pişmiş uskumru yaklaşık 238 mg fosfor içerir.
75 gram sardalya balığı 368 mg fosfor içerir.
-
Fındık, tohum ve baklagiller
1/4 bardak kabak çekirdeği 676 mg fosfor içerir.
1/4 bardak ay çekirdeği 393 mg fosfor içerir.
3/4 bardak pişmiş fasulye 286 mg fosfor içerir.
3/4 bardak pişmiş mercimek 264 mg fosfor içerir.
3/4 bardak pişmiş nohut 204 mg fosfor içerir.
2 adet pişmiş büyük yumurta 157 mg fosfor içerir.
-
Süt ve süt ürünleri
50 gram peynir yaklaşık 302 mg fosfor içerir.
250 ml süt 272 mg fosfor içerir.
3/4 su bardağı yoğurt 246 mg fosfor içerir.
-
Tahıl Ürünleri
¾ fincan pişmiş yulaf 142 mg fosfor içerir.
½ su bardağı pişmiş kinoa 149 mg fosfor içerir.
30 gram kepek gevreği 344 mg fosfor içerir.
Fosfor En Çok Hangi Balıkta Bulunur?
Deniz ürünlerinin büyük bir çoğunluğu iyi bir fosfor kaynaklarıdır. Bir porsiyon yaklaşık 85 gram mürekkep balığı, 493 mg fosfor ile en fazla fosfor içeren deniz ürünüdür.
Fosfor Yüksekliği Nedir?
Hiperfosfatemi, kandaki yüksek miktardaki fosforu ifade eden bir durumdur. Vücut kemiklerin ve dişlerin güçlendirilmesi, enerji üretilmesi ve hücre zarları oluşturması için fosfata ihtiyaç duymaktadır. Ancak normalden daha yüksek miktardaki fosfat, kemik ve kas sorunları ile birlikte kalp krizi ve felç riskine yol açabilir. Hiperfosfateminin en yaygın nedeni böbrek hastalığıdır, ancak çeşitli koşullar da fosfat seviyelerinin dengesiz olmasına yol açabilir.
Fosfor Yüksekliği Zararlı mıdır?
Böbrekler, fosfat seviyelerini kontrol altında tutmak için vücuttaki fazla fosfatın atılmasına yardımcı olur. Böbrekler zarar gördüğünde, vücut kandaki fosfatı yeterli hızda atamamaktadır. Bunun sonucunda da vücuttaki fosfat seviyeleri yükselebilir.
Fosfat takviyesi kullanımı da hiperfosfatemiye sebep olabilir. Çoğu kişi öğünlerden gereğinden fazla fosfor almaktadır ve vücut bu seviyeleri dengede tutmaktadır. Ancak, fosfor takviyeleri günde 250 miligramdan (mg) fazla alınmamalıdır.
İşlenmiş gıdaların korunması için genellikle fosfor eklenir ve yüksek proteinli bir diyet, bir kişinin ihtiyaç duyduğundan daha fazla fosfor almasına yol açabilir.
Fosfor Yüksekliği Belirtileri Nelerdir?
Fosfor düzeyi yüksek kişilerin büyük bir çoğunluğunda herhangi bir semptom gözlenmez. Kontrolsüz diyabet gibi yüksek fosfat seviyelerine yol açabilen bir durumun semptomlarının başlangıçta görülme olasılığı daha fazladır. Kandaki fosfat seviyeleri çok yükselerek mineral ve kemik hastalıklarının yanı sıra kireçlenmeye sebep olabilir.
Fosfor Yüksekliği Nasıl Düşürülür?
Hiperfosfateminin tespit edilmesi zor olabilmektedir. Bunun nedeni ise çünkü genellikle semptomsuz gelişmesidir. Hiperfosfatemi teşhisi için kandaki fosfat seviyelerini ölçülmektedir. Ayrıca kandaki protein, kolesterol ve bilirubin seviyeleri de kontrol edilmektedir.
Fosfor yüksekliği tedavisi için fosfor tüketiminin azaltılması önerilmektedir. Bu nedenle de doktorlar tarafından belirli besinlerden kaçınılması istenebilmektedir. Tedavinin bir parçası olarak diyet ile birlikte fosfor bağlayıcı ilaçlar verilebilmektedir.
Geç evre kronik böbrek yetmezliği olan kişiler için doktor kontrolünde diyaliz, diyet fosfor kısıtlayıcıları, fosfor bağlayıcı ilaçlar ve D vitamini reçete edilebilmektedir.
Fosfor Eksikliği Nedir?
Hipofosfatemi, kandaki düşük fosfor seviyelerinin ifade etmektedir. Normal kan fosfor düzeyleri 2.5 ila 4.5 mg/dL arasındadır. Düşük fosfor seviyeleri kas zayıflığı, solunum veya kalp yetmezliği dahil olmak üzere bazı sağlık sorununa yol açabilir. Hipofosfatemi altta yatan başka bir sağlık sorunundan kaynaklı olabilmektedir.
Tüketilen besinlerle vücuda fosfat alınır. Fosfat açısından yetersiz bir diyet veya bu mineralin depolama ve kullanma yeteneğini olumsuz etkileyen durumlar, fosfor eksikliği (hipofosfatemi) oluşumuna neden olabilir.
Akut ve kronik olmak üzere iki farklı hipofosfatemi türü vardır. Bu iki türünde farklı nedenleri bulunmaktadır. Akut hipofosfatemi, klinik ortamlarda görülen şiddetli ve yaygındır. Kronik hipofosfatemi ise böbreklerle ilgili sorunlardan kaynaklanmaktadır.
Fosfor Eksikliği Belirtileri Nedir?
Fosfor eksikliğinin belirtileri şunlardır.
-
Kas güçsüzlüğü
-
Kemiklerin yumuşaması veya zayıflaması
-
Endişe
-
Tükenmişlik
-
Ciltte matlaşma
-
Düzensiz solunum
-
İştahsızlık
-
Sinirlilik
-
Odaklanmada güçlük
-
Halsizlik
-
Eklemlerde sertlik
-
Uyuşma
-
Vücut ağırlığındaki değişimler
-
Kas ağrısı
-
Refleksif zayıflık
-
Kalp yetmezliği
Fosfor Eksikliği Nelere Sebep Olur?
Kemik sağlığının korunması için fosfor gerekli bir mineraldir. Fosfor eksikliği kemik zayıflığına, kırıklara ve kas hasarına sebep olabilir. Tedavi edilmeyen çok şiddetli hipofosfatemi, solunumu ve kalp fonksiyonunu olumsuz etkileyebilir ve yaşamı tehdit edebilir. Bununla birlikte fosfor eksikliği, düzensiz kalp ritmi, solunum yetmezligi, kas dokusunun ölümü ve kırmızı kan hücresi yıkımına sebep olabilir.
Fosfor Eksikliği Nasıl Giderilir?
Fosfor eksikliği ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Bu nedenle de fosfor eksikliği semptomları çok şiddetli olmasa bile tedavi edilmesi gerekmektedir. Hipofosfateminin tedavisi, durumun şiddetine bağlı olarak fosfor takviyesini içerir. Aynı zamanda fosfor eksikliği tedavisinde öğünlere daha fazla fosfat eklemek, hafif semptomların önlenmesi için etkili olmaktadır. Bununla birlikte D vitamini seviyelerinin düşüklüğünde, bu vitamin alımının da artırılması gereklidir. Hipofosfateminin şiddetli olduğu durumlarda ise damar yoluyla yüksek dozda fosfat alımı gerekebilir.
Günlük Fosfor İhtiyacı Ne Kadardır?
Günlük alınması gereken fosfor ihtiyacı yaşa göre değişmektedir. Aşağıda günlük olarak alınması tavsiye edilen fosfor miktarları verilmiştir.
-
0 ila 6 ay arasındaki bebekler için 100 mg’dır.
-
7 ila 12 ay arasındaki bebekler için 275 mg’dır.
-
1 ila 3 yaş arasındaki çocuklar için 460 mg’dır.
-
4 ila 8 yaş arasındaki çocuklar için 500 mg’dır.
-
9 ila 18 yaş arasındaki çocuklar için 1.250 mg’dır.
-
19 yaş ve üstü genç ve yetişkinler için 700 mg’dır.