Kilolu ve sağlıklı olmak mümkün mü?
Sosyal medyanın hayatımızın her anını kaplamaya başlamasıyla birlikte zayıf görünmeye ve her an kusursuz olmaya çalışır hale geldik. Bu durum bizleri ''kilo önyargısı'' dediğimiz noktaya taşıyor. Peki herkes aynı kiloda mı fit sayılıyor? Yoksa daha yüksek kilolarda da sağlıklı olabilir miyiz?
Özellikle son yıllarda, ekranlarda gördüğümüz modellerin bedeni gittikçe küçülüyor. Bize çeşitli biçimlerde empoze edilen “ideal beden görüntüsü” ile dünya genelindeki kadın nüfusunun çoğunluğunun sahip olduğu görünüm arasındaki uçurum ise günden güne derinleşiyor.
Ancak sağlıklı ve güzel olmanın sırrının zayıflıkta gizli olduğunu savunan bu görüş artık miadını doldurmaya yakın! Fit ve sağlıklı olmanın tanımı yeniden yapılıyor. Gün, zayıflığın her zaman sağlıklı ve güzel olduğunu söyleyen basmakalıp düşünceyi kırma ve kilo önyargısı tarafından belirlenen yasaları tarihe karıştırma günü.
Fit olmak için herkes mi kilo vermeli?
Vücut kitle endeksinin “sağlıklı olan kiloyu” gösteren yegane araç olduğu görüşü artık güvenilirliğini kaybediyor. Zira bu düşünceye göre kişinin atletiklik düzeyinin ya da dünyanın en sağlıklı alışkanlıklarına sahip olup olmamasının hiçbir önemi kalmıyor. Önemli olan tek şey, kilonun “normal” aralıkta olup olmadığı... Basit ve düze bir mantık!
Düzenli olarak spor yapıyorsunuz ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarından taviz vermiyor musunuz? Buna rağmen bir miktar fazla kilonuz varsa bu tek başına sizin sağlıksız olduğunuzu gösterebilir mi? Bilimsel araştırmalar asıl önemli olanın, sağlığınızı destekleyen bir yaşam tarzı ve bunun yanında tansiyon durumu, kolesterol, kan şekeri seviyesi ve hormon düzeyi olduğunu söylüyor. Tüm bunlar, vücut kitle endeksinden çok daha önemli kriterler olarak karşınıza çıkıyor.
Obezite sınıflandırılmasına giren yüksek kilolar ve yüksek vücut yağ oranı birçok hastalık için risk faktörü evet. Ancak bu kadar yüksek kilolarla savaşmıyor, yağ oranınızın yüksek olmadığını biliyorsanız televizyonda gördüğünüz güzellik algısına yenik düşmeyin. Kendi en iyinizi yaratın. Çünkü fit olup olmamayı, sadece nasıl göründüğünüz belirlemiyor. Eğer enerjiniz yüksekse, sabahları kendinizi yenilenmiş hissederek uyanıyorsanız, merdiven çıkmak gibi faaliyetleri yürütürken sıkıntı yaşamıyorsanız, basit aktiviteler sırasında nefesiniz kesilmiyorsa büyük ihtimalle fit kategorisine giriyorsunuz.
Sağlıklı olma ölçütü nedir?
Kilolu bir bedende yaşarken de sağlıklı kalabilirsiniz. Fazla kilonun diyabet ve kalp rahatsızlıkları gibi birtakım sorunları tetiklemediğini kimse iddia etmiyor. Ancak kilonun tüm kötülüklerin nedeni olmadığını görmemiz ve zayıflığın da tüm dertlerin dermanı olmadığını kabul etmemiz gerekiyor.
Sağlıklı olma ölçütünü biraz da kilo ve sağlık ilişkisinin dışında aramak gerekiyor. Örneğin vücudunuzdaki kan basıncı, glukoz seviyesi ve kolesterol ne oranda sağlıklı olduğunuz hakkında ipucu verebilir.
Sağlıklı bir yaşam biçiminde ısrarcı olmak ise, hangi kiloda olursanız olun, sizin en büyük sağlık göstergeniz haline geliyor. Özetle dayatılan ''fit'' algısı yerine, kendinizi en iyi hissettiğiniz kiloda sağlıklı beslenerek ve düzenli egzersiz yaparak kendi idealinizi yaratmak mümkün!
Her kiloda fit ve sağlıklı olmanın yolu
Tabii obeziteden ve çok yüksek kilolardan bahsetmiyoruz ancak sağlıklı ve fit olmak için herkes kilo vermek zorunda değil. Birkaç altın kurala uyduğunuzda her kiloda sağlığınızı korumanız mümkün.
Kısıtlı değil ama dengeli ve besleyici yeme alışkanlıkları, bol su tüketimi, düzenli uyku, düzenli egzersiz ve elbette stresten uzak durmak size çoğu zaman hayal ettiğiniz fit ve sağlıklı yaşamı sağlamaya yetiyor. Haydi kendi idealinizi yaratmak için sağlıklı beslenmeye ilk adımınızı atın!