Kuru fırçalama selülite iyi gelir mi?

Son zamanların popüler uygulaması kuru fırçalama, gerçekten söylenildiği kadar etkili mi yoksa sosyal medya abartması mı? Kuru fırçalama, ölü cilt hücrelerinin pul pul dökülmesi, dolaşım ve lenfatik sistemlerinizi uyarması gibi birçok faydaya sahip olduğu düşünülen doğal bir cilt bakım tekniğidir. Bazı iddialara göre kuru fırçalama, selülit görünümünü azaltmada bile etkili olabilir. Ancak bu iddiayı destekleyecek sağlam kanıtlar var mı? Gelin, sorunun cevabını hep birlikte öğrenelim.

Kuru Fırçalama Nedir?

Kuru fırçalama, sert kıllı bir fırçanın cildiniz üzerinde uzun veya dairesel hareketlerle gezdirilmesini içeren canlandırıcı bir cilt bakımı tedavisidir. Batı cilt bakımı önerilerine nispeten yeni bir teknik olsa da, kuru fırçalama yüzyıllardır Ayurveda geleneksel tıbbının bir parçası olmuştur.

Selülite Karşı Yardımcı Olabilir mi?

Öncelikle selülit oluşumunun normal bir olay olduğunu bilmeniz önemlidir. Aslında kadınların yaklaşık %80 ila 90'ında, ergenlikten sonra kalça, kalça veya uyluk çevresinde bir veya daha fazla bölgede selülit gelişir. Doktorlar, kuru fırçalamanın birçok faydası olsa da, vücuttaki selüliti tedavi ettiği, azalttığı veya ortadan kaldırdığı iddiasının hiçbir bilimsel desteğinin olmadığını söylüyor. Güçlü bir kuru fırçalama seansından hemen sonra artan kan akışının cildinizi kısa süreliğine dolgunlaştırması mümkündür, ancak bu etki kalıcı olmayabilir.

Selülite neden olan faktör, cildinizi alttaki kas dokusuna bağlayan gergin bağ dokusu bantlarıdır. Yağ hücreleri doğal olarak kaslarınız ve cildiniz arasındaki boşlukta oluştuğunda, cildi dışarı doğru iterler, ancak gergin bağ dokuları serbest kalmaz. Yağ hücreleri ile cilt yüzeyinin altındaki bağ dokusu arasındaki itme-çekme sonucu selülit olarak bilinen çukurlu portakal kabuğu görünümüne neden olur. Kuru fırçalama, cilt altındaki bağları gevşetmediği için selüliti etkilemez.

Kuru Fırçalamanın Başka Faydaları Var mı?

Selüliti azalttığı kanıtlanmasa da veya yağ hücrelerini daha eşit şekilde yeniden dağıtmasa da, kuru fırçalama aşağıdakilere yardımcı olabilir:

• Cildinizi pul pul görüntüden, kuru ve ölü cilt hücrelerinden arındırır.
• Dolaşımı teşvik eder.
• Kendinizi daha rahatlamış veya canlanmış hissetmenizi sağlar.
• Nazikçe yapılırsa kuru fırçalama, İsveç tarzı hafif bir masaj yaptırmış gibi hissettirip rahatlatır.

Kuru Bir Fırça Güvenli Bir Şekilde Nasıl Kullanılır?

Bu eski cilt bakımı uygulamasını denemek isterseniz, güvenli bir şekilde kuru fırçalama için bazı ipuçları şunlardır:

• Kuru fırça meraklıları genellikle doğal kıllardan yapılmış bir fırça seçmenizi önerir: Sisal, yaban domuzu ve kaktüs popüler seçimlerdir. Önce kılları test edin: cildinizde kırmızı iz veya çizik bırakmayan bir fırça tercih edin.
• Giysilerinizden kurtulun; kuru fırçalama çıplak cilt üzerinde yapılır.
• Biraz koku istiyorsanız, hindistan cevizi, jojoba veya argan yağını en sevdiğiniz esansiyel yağdan bir veya iki damla ile karıştırabilir ve başlamadan önce karışımı kıllara sürebilirsiniz.
• Ayaklarınızdan başlayarak ayağınızdan uyluklarınıza doğru hafif hareketlerle yukarı doğru fırçalayın. Bir bacağın önünü, arkasını ve yanlarını fırçalayın, ardından diğer bacakla devam edin.
• Daha sonra, eğer daha kolaysa küçük dairesel hareketlere geçerek kalçanızı fırçalayın.
• Daha sonra elinizden başlayıp omzunuza doğru ilerleyerek kollarınızı teker teker fırçalayın. Uzun saplı bir fırçanın sırtınızı ve omuzlarınızı fırçalamanıza yardımcı olduğunu görebilirsiniz.
• Midenizdeki hassas deriyi fırçalarken dikkatli olun. Meme uçlarınızı tamamen atlayın.
• Daha küçük bir fırçanız varsa, boynunuzdaki ve yüzünüzdeki cildi nazikçe fırçalamak için kullanın.
• Banyo yapmayı veya duş almayı planlamadan hemen önce fırçalayın çünkü bu süreçte cilt hücreleri gevşeyecek ve daha sonra bunları durulayabilirsiniz.

Selülitte Kuru Fırçalama İşe Yaramıyorsa Ne İşe Yarar?

Selülit görünümünü azaltmak istiyorsanız, birçok tedavi iyi sonuçlar vermiştir. Ancak çoğu sonucun geçici olduğunu unutmamak önemlidir. Sonuçların korunması için genellikle tedavilerin tekrarlanmasıve sağlıklı beslenmeye dikkat edilmesi gerekir. İşte daha etkili tedavilerden bazılarının hızlı bir özeti:

• Radyofrekans (RF) Tedavileri: RF tedavisi ile elektrotlar, hedeflenen bölgelerdeki dokuları ısıtır. Bazen masaj veya emme de tedavinin bir parçasıdır. 2019 tarihli bir araştırma incelemesine göre, birkaç haftalık bir süre boyunca 8 ila 16 tedavi gören kişiler, selülitte önemli bir azalma görmüştür. Ancak, sonuçların ne kadar süreceği belli değildir ve tedaviden sonra bir miktar morarma yaşayabilirsiniz.

• Lazer Tedavisi: Amerikan Dermatoloji Akademisi, Cellulaze gibi lazer tedavilerinin selüliti azalttığını bildirmektedir. Cellulaze tedavisi sırasında dermatolog, cildinizin altına hassas bir lazer fiberi yerleştirir. Lazer, cildinizin altındaki lifli bantlara çarptığında onları kırar ve hedeflenen bölgedeki cildinizi kalınlaştırır. Bu tedavi, selülit görünümünü bir yıl veya daha uzun süreye kadar azaltabilir.

• Subsizyon: Subsizyon, selülitin çukurlaşmasına neden olan sert bantların serbest bırakılması için özel bir iğne veya bıçak kullanılarak bir tıp uzmanı tarafından gerçekleştirilen küçük bir cerrahi işlemdir. Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından onaylanan bir tedavi olan Cellfina'nın, selülit tedavisinde güvenli ve etkili olduğu düşünülmektedir. 2017 yılında yapılan bir araştırma, bu tedavinin daha pürüzsüz bir cilde yol açtığını göstermiştir. Ek olarak, çalışma 3 yıl veya daha uzun süren selülit görünümünde azalma olduğunu da bildirmiştir.

• Elektromanyetik Şok Dalgası Tedavisi (ESWT): Akustik dalga terapisi olarak da bilinen ESWT, hedeflenen bölgedeki cildinizin yüzeyine bir dizi şok dalgası iletmek için çelik uçlu bir cihazın kullanılmasını içerir. 2019'da yapılan bir çalışmada, araştırmacılar 27 kadını 6 ila 10 seans ESWT ile tedavi etmiş ve çalışmanın sonunda tüm katılımcılarda cilt pürüzsüzlüğünde belirgin bir iyileşme ve selülitte azalma görülmüştür. 3 aylık takipte sonuçlar istikrarlı kalmıştır.

• Selülit Önleyici Kremler: Kafein ve retinol içeren krem veya jellerin, selülitin şiddetini azaltmada etkili olabileceğine dair bazı kanıtlar vardır. 2014 yılında yapılan bir araştırmada, araştırmacılar 3 aylık bir süre boyunca farklı derecelerde selülit sahibi 44 kadını izlemiş ve test ürünü olarak diğer bileşenlerin yanı sıra hem kafein hem de retinol içeren bir krem kullanmıştır. Araştırmanın sonunda, selülit önleyici jeli günde iki kez kullanan katılımcıların %81'inin kalça ve uyluk bölgelerinde selülit görünümünde iyileşme gözlenmiştir.