Mavi ışık nedir ve sağlığa zararları nelerdir?
Hepimizin sıklıkla duyduğu "mavi ışık", "mavi ışıktan koruyan gözlük", "mavi ışığın sağlığa etkisi" gibi bir sürü mavi ışıkla başlayan cümle aslında neyi ifade etmektedir? Gelin, beraber inceleyelim.
Gözümüzde bulunan retinal, ışığın elektrik sinyallerine dönüşmesinde etkin rol oynamaktadır. Mavi ışık, bilgisayarlarda, telefonlarda, tabletlerde bulunan bir ışık çeşididir. Bu gibi elektronik aletlerin dışında Güneş'te de mavi ışık bulunur; yani aslında farkında olmasak da hayatımızın her alanında mavi ışığa rastlayabiliriz.
Mavi Işık Türleri
Mavi ışığın iyi ve kötü olmak üzere iki türü vardır. Bilgisayarlardan, telefonlardan, tabletlerden alınan mavi ışık zararlı iken Güneş'ten aldığımız mavi ışık faydalıdır. Güneş'teki bu ışığa her zaman ihtiyaç duyarız çünkü bu ışık, göz bebeklerimizin reaksiyonu açısından önemlidir ve odaklanma seviyemizi artırabilir. Teknolojik cihazlarda bulunan ışık ise mavi ışığın zararlı türüdür. Bu ışığın enerji düzeyi oldukça yüksektir. Özellikle vaktinin çoğunu telefon, tablet, bilgisayar gibi cihazlarda geçiren insanlara ciddi boyutta zararlar verebilir.
Bu zararlar, kısa vadeli ya da uzun vadeli sonuçlar doğurabilir. Bu zararları en aza indirebilmek için gözlerimizi elimizden geldiğince mavi ışıktan korumamız gerekir. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte telefonlar, tabletler, bilgisayarlar neredeyse hayatın vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir. Bu teknolojik araçlar çok fazla mavi ışık yaydığından ve kullanım sürelerimiz giderek uzadığından hem yetişkinler hem de çocuklar için oldukça tehlikeli olabilmektedir.
Dijital ekranlardan yayılan mavi ışık, gözlerde kalıcı zararlar oluşturabilir. Çünkü mavi ışık doğrudan retinayı etkiler ve ileri yaşlarda ortaya çıkan sarı nokta hastalıklarının daha erken yaşlarda görülmesine sebep olabilir. Dijital ekranlara çok yakın bakan ve bu ekranlar karşısında çok fazla vakit geçiren çocuklarda, mavi ışığın gözün ön ve arka çapını artırmasıyla miyop hastalığının görülme olasılığı eskisine oranla çok fazla artmıştır.
Mavi ışık, ultraviyole ışınlarına göre daha yüksek enerjilidir. Bu nedenle ciltte daha derin tabakaları etkiler ve daha çok hasara yol açar. Mavi ışığın neden olabileceği zararları şu şekilde sıralayabiliriz:
- Cilt tonunda oluşabilecek farklılıklar
- Çeşitli lekeler
- Kızarıklıklar
İleri boyutlarda:
- DNA hasarı
- Işık duyarlılığı
- Erken yaşlanma
- Cilt kanserleri
Ayrıca, göz ve beyindeki ana merkezler, akşam saatlerinde maruz kalınan parlak ışıkları gündüz olarak algılayabilir. Bu durum, vücudun biyolojik ritmini, gece-gündüz döngüsünü bozabilir. Gece tamir ve hücre yenilenmesi yapılamaz ve cilt toksinlerinden arınamaz. Cilt onarılmadığı için matlaşır, esnekliğini ve nemini kaybeder, yaşlanmaya başlar. Ciltte ton farklılıkları, kahverengi lekeler, elastikiyette azalma, ince kırışıklıklar, matlaşma ve ışıltı kaybı, döküntü ve yaralar gibi istenmeyen durumlar oluşabilir.
Vücut, doğal akışı içinde günün belli saatlerinde hormonlar salgılar. Örneğin, sabaha karşı kortizol hormonu bizi uyandırır. Kortizol, metabolizma hızını ve iştahı düzenlerken konsantrasyonu ve enerjiyi artırır. Gece olduğunda ise melatonin hormonu salgılanır. Bu hormon, vücudumuza yorulduğumuzu ve uyumamız gerektiğini söyler. Ancak mavi ışık, melatonin hormonuna zarar verir çünkü mavi ışık nedeniyle beyne "gece olduğu" sinyali tam olarak iletilemez. Uykunun hem miktarı hem de kalitesi düşer.
Melatonin hormonu, kanser, depresyon, obezite ve metabolik sendrom gibi birçok hastalığa karşı koruma sağlar. Bu nedenle, uyumadan en az yarım saat önce telefon kullanımını bırakmamız gerekir. Kendimizi mavi ışığa maruz bıraktıkça bu faydalı hormonu baltalarız.
Mavi ışık, gözdeki hücre ölümünün ve göz kuruluğunun en önemli etkenidir. Mavi, yeşil, kırmızı ve sarı ışıkların hücre tiplerine etkisi incelendiğinde, en fazla hücreye zarar veren ışığın mavi ışık olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, genellikle 60’lı yaşlarda görülen yaşa bağlı maküler dejenerasyon (yakını görme bozukluğu), mavi ışığa maruz kalanlarda daha erken yaşlarda ortaya çıkmaktadır. Çünkü mavi ışık, hassas olan ve retinaya gözün gördüğünü iletmekle görevli fotoreseptör hücrelerin ölmesine neden olur.
Mavi Işık Hep Zararlı mıdır?
Mavi ışık sadece dijital cihazlarımızdan değil, doğal güneş ışığından da gelir. Aslında, gündüz vakitlerinde doğal Güneş ışığından alınan mavi ışık, özellikle depresyon gibi bazı hastalıklar için faydalıdır. Dışarısı aydınlık olduğunda vücut serotonin, yani halk dilinde "mutluluk hormonu" ve kortizol salgılar. Bu hormonlar, bizi uyanık ve aktif hissettirir. Retinaya ulaşan mavi ışık, psikolojik sağlığımızı da etkiler. Bu nedenle ışık terapisi, kış depresyonu ve uykusuzluğu tedavi etmek için başarıyla kullanılır. Ancak, her şeyde olduğu gibi, ölçülü olmak bu noktada da önemlidir. Aşırı ışığa maruz kalmak, belirli riskler taşır ve hatta tahmin edilenden daha zararlı olabilir.
Mavi Işığın Uyku Üzerindeki Olumsuz Etkilerinin Önlenmesi
Mavi ışığın uyku üzerindeki olumsuz etkilerini önlemek için birkaç püf noktası bulunmaktadır. Yatmaya gitmeden yaklaşık yarım saat önce evdeki tüm parlak ışıkları söndürerek başlayabilirsiniz. Loş ışık kullanmaya başladığınızda farkı hissedeceksiniz. Ayrıca, uyumadan minimum yarım saat önce elektronik aletlerden uzaklaşmanız da uyku kalitenizi artıracaktır. Örneğin, çok uykunuz geldiği halde telefonunuzdaki bir bildirime cevap vermek için ekranı açtığınız anları hatırlayın. Size birkaç dakika gibi gelse de farkında olmadan saatler geçirmiş olabilirsiniz.
Vücudumuzu kandırmamak ve kaliteli bir uyku için, uyku öncesinde mavi ışığa maruz kalmaktan uzaklaşmamız gerekmektedir. Ek olarak, uyku maskeleri ya da karartma perdeleri kullanmak da etkili olacaktır.