Mor sebzelerin gücü adına! Diyabete etkisi nedir?
Mor sebze ve yumruların üstün anti-diyabetik özelliklere sahip olabileceğini söylesek… E o zaman söyledik gitti, gelin birlikte bakalım nasıl oluyormuş bu etki?
Bu yazıyı okuyorsanız sizin ya da bir yakınınızın diyabet hastası olma ihtimalini yüksek olarak görüyoruz, bu yüzden diyabet hastalığının ne olduğundan bahsetmemize gerek olmadığını düşünürken yine de küçücük bir tanım yapmak istedik. Diyabet hastalarında insülin adı verilen bir hormon, glikozu (şeker) kandan enerji için kullanıldığı hücrelere taşır. Ancak tip 2 diyabette vücut insülini düzgün kullanamaz veya üretemez ve glikoz hücreler tarafından kullanılmak yerine kanda birikerek seviyesi artar. Hepimiz farkındayız ki diyabet doğru yönetilemediği zaman kardiyovasküler hastalık, yüksek tansiyon, sinir hasarı, göz hasarı ve görme kaybı, böbrek hastalığı ve ayak problemleri gibi birçok sağlık sorununa neden olabilir.
Çeşitli faktörler, ailede diyabet öyküsü de dahil olmak üzere tip 2 diyabet gelişme riskini artırabilirken, araştırmalar meyve ve sebzeler bakımından zengin bir diyetin diyabetin başlangıcını geciktirebileceğini veya önleyebileceğini ve diyabetle ilişkili sağlık sorunları olan bireylerin refahını artırabileceğini göstermiştir.
Peki gelelim neden özellikle mor sebzeler dediğimize:
Aslında keramet besinlerin renginde değil de içeriğinde. İçeriğindeki antosiyanin bileşiklerinde… Antosiyaninler, birçok meyve, sebze ve yumru kökte kırmızı-turuncu ve mavi-mor renklerinden sorumlu doğal bileşiklerdir. Araştırmalar, antosiyaninlerin bağırsak mikrobiyomu, enerji metabolizması ve inflamasyon üzerinde yararlı etkileri olduğunu göstermiştir. Tüm bu etkilerinin yanında tip 2 diyabetin önlenmesi ve yönetilmesinde de yardımcı olabileceği yapılan son çalışmalarda vurgulanmaktadır.
Antosiyaninler, moleküler yapılarına göre 2 kategoriye ayrılır: asillenmiş ve asilatsız antosiyaninler.
Asile antosiyaninler, "açil grubu" adı verilen kimyasal bir gruba sahiptir (bir karbon atomu ve birbirine çift bağlı bir oksijen atomundan oluşur). Asile edilmemiş antosiyaninlerle karşılaştırıldığında, asillenmiş antosiyaninler daha stabildir ve sindirime karşı daha dirençlidir. Bu nedenle, midede ve üst bağırsakta sindirilmezler ve emilmezler ve bağırsak mikroorganizmaları tarafından yoğun bir şekilde parçalandıkları kolona geçerler.
Mürver, böğürtlen ve frenk üzümü esas olarak asillenmemiş antosiyaninler içerirken, asillenmiş antosiyaninler kırmızı turp, mor mısır, siyah havuç, kırmızı lahana ve mor tatlı patateste bulunur. Araştırmalar ayrıca, asillenmiş antosiyaninlerin, anti-diyabetik özellikler açısından böğürtlen ve frenk üzümünde bulunan asillenmemiş antosiyaninlerden daha üstün olabileceğini göstermektedir. Fakat iki tip antosiyanin üzerine yapılan çalışmalar, tasarım ve analiz yöntemlerinde farklılık göstermekte ve biyolojik aktivitedeki farklılıklar hakkında net sonuçlar çıkarmayı zorlaştırmaktadır.
Antosiyaninlerin vücuttaki antidiyabetik etkileri
Antosiyaninler kan şekeri seviyelerini düşürür
Antosiyaninlerin farmakolojik etkilerinden biri, karbonhidrat sindirim enzimlerinin inhibisyonudur ve bu da kan şekeri seviyelerinde bir azalmaya yol açar. Ek olarak, araştırmalar antosiyaninlerin karaciğer ve kaslardaki glikoz ve lipit metabolizması yollarını aktive ettiğini ve bunun da kan şekeri seviyelerinin düşürülmesine katkıda bulunduğunu göstermiştir.
Bir çalışmada diyabetik farelerin 2 hafta boyunca serbestçe beslenmelerine izin verilirken, asillenmemiş antosiyaninler içeren dut meyvesi ekstresi ile desteklenenlerde, çalışmanın sonunda kan şekeri seviyeleri, takviye edilmemiş farelerden yaklaşık% 30 daha düşüktü .
Benzer şekilde, başka bir çalışmada diyabetik farelere 4 hafta boyunca günlük 500 mg / kg dozunda mor tatlı patatesten asillenmiş antosiyanin ekstraktları verilmesinin kan glukozunda önemli bir azalmaya ve tedavi gruplarında insülin duyarsızlığında iyileşmeye yol açtığı bulunmuştur. Antosiyaninlerin kan şekeri düşürücü etkileri, glikoz ve lipid metabolizması için çok önemli olan AMPK (AMP-aktive edici protein kinaz) ve PI3K / AKT (fosfoinositid 3 kinaz / protein kinaz B) yolaklarının antosiyanin aktivasyonuna bağlanmıştır.
Antosiyaninler inflamasyonu azaltır
Karbonhidrat veya yağ yemek, kısa süreli enflamatuar bağışıklık tepkisini tetikler. Normalde, iltihap hızla kaybolur, ancak kaybolmazsa kronikleşebilir. Kronik inflamasyon, pankreastaki insülin salgılayan hücrelere zarar verebilir, bu da obeziteye, insülin direncine ve tip 2 diyabete yol açabilir. Diyabetik farelerle yapılan çalışmalarda, hem asillenmemiş hem de asillenmiş antosiyaninlerin diyet takviyesi iltihabı azaltmıştır. Enflamasyondaki bu azalma insülin direncini azaltır ve diyabette glikoz metabolizmasını iyileştirir.
Antosiyaninler bağırsak sağlığını destekler
Mor tatlı patates ve Concord üzümü gibi çeşitli kaynaklardan elde edilen asillenmiş antosiyaninlerin, yararlı bakterilerin büyümesini teşvik ederek, zararlı bakterilerin büyümesini engelleyerek ve üretimini artırarak bağırsak mikrobiyotasını etkilediği gösterilmiştir. Bağırsak sağlığı ve glisemik kontrol için faydalıdır.
Buraya kadar okuduysanız antosiyaninler hakkında çok şey öğrendiniz demektir. Diyeceğimiz o ki: ANTOSİYANİNLENDİK!