Uyku düzensizliğinin sebepleri nelerdir?
Hayat kalitesini belirleyen en önemli faktörlerden biri uyku düzeni. Ancak maalesef birçoğumuz uyku düzensizliğiyle baş ediyoruz. Peki bu durumun olası sebepleri ve çözümleri neler?
Uyku, her insanın zihinsel ve fiziksel sağlığı için yenilenmesi ve dinlenmesi amacıyla her gün yaşamaya ihtiyaç duyduğu bir biyolojik süreç olarak tanımlanabilir. Uykunun temel amacı, yorucu bir günün sonrasında zihni ve bedeni dinlendirmektir. Güne dinlenmiş ve fit hissederek başlamak için iyi bir uyku döngüsüne sahip olmak gerekmektedir.
Bu süreçte vücudun yeterince dinlenememesi ve buna bağlı olarak da kişi güne yorgun başlıyor ise uyku bozukluğundan şüphelenilebilir. Uyku bozuklukları genel olarak, yeterli uyku alamama veya uyku esnasında meydana gelen fizyolojik olaylar sonucunda kişilerin gün içinde çeşitli sorunlar yaşamasına yol açan rahatsızlıklar olarak tanımlanmaktadır.
Uyku bozukluğu çeşitli nedenler sonucu ortaya çıkabilmektedir. Kişilerin uyku sürecini verimli bir şekilde geçirememesi ve ihtiyaç duyduğu uykuyu alamaması, çeşitli fizyolojik veya psikolojik problemlere bağlı olabilir. Bu nedenler arasında altta yatan farklı bir hastalık sonucuna bağlı, genet,k faktörlere bağlı ve idiopatik olarak adlandırılan yani nedeni bilinmeyen etkenler bulunmaktadır. Bu sorunların doğru bir şekilde teşhis edilmesi ve buna göre gerekli tedavilerin uygulanması çok önemlidir.
Aşağıda uyku düzensizliğinin sebepleri listelenmiştir.
- İnsomni
- Aşırı Uykululuk - Hipersomni
- Uykuda Solunum Bozuklukları
- Uykuda Periyodik Uzuv Hareket Bozukluğu
- Uyku Fazı Kayması
- Uykuda Periyodik Uzuv Hareket Bozukluğu
- Stres
1. İnsomnia
Uykusuzluk olarak bilinen İnsomnia rahatsızlığı, uykuya dalmayı ve uykuda kalmayı zorlaştıran veya çok fazla erken uyanmaya ve yeniden uykuya dalamamaya yol açan yaygın bir uyku bozukluğudur. Uykusuzluk hastalığına sahip bireyler uyandıklarında genellikle kendilerini yorgun hissederler. Uykusuzluk yalnızca kişinin enerjisini ve duygularını etkilemekle kalmaz, aynı zamanda kişinin sağlığının, işteki performansının ve genel yaşam kalitesinin olumsuz yönde etkilenmesine yol açabilir.
Bir kişinin ne kadar uykuya ihtiyaç duyduğu kişiden kişiye değişse de uzmanlar tarafından sağlıklı bir yetişkinin ihtiyaç duyduğu uyku saati yedi ila sekiz saat arasında olduğu belirtilmektedir.
Uykusuzluk, kişinin enerji seviyesinin ve yaşam kalitesinin düşmesine neden olabilir. Bazı dönemlerde birçok kişi, günler hatta aylar süren akut uykusuzluk sürecine girebilir. Kısa süreli ve geçici olan bu durum genellikle stres ya da travmatik bir olaya bağlı ortaya çıkmaktadır.
Kronik uykusuzluk olarak bilinen bu durumun ortaya çıkmasındaki temel sebep kullanılan ilaçlar, kişinin genel sağlığını ve çeşitli diğer değişkenler olabilir. Diğer bir deyişle, çeşitli nedenler uykusuzluğa sebep olabilir. Mevcut uykusuzluğun kronik uykusuzluk olarak sınıflandırılabilmesi için en az üç ay boyunca haftada en az üç kez insomnia semptomlarının görülmesi gerekir.
Uyku düzensizliğinin sebeplerin biri olan insomnia varlığında ortaya çıkan belirtiler şu şekildedir.
- Uykuya dalma güçlüğü
- Duygu durum bozuklukları
- Anksiyete ve depresyon
- Hiperaktivite
- Beklenenden önce uyanmak
- Gün içinde yorgun ve halsiz hissetmek
- Koordinasyon ve odaklanma güçlüğü
- Uyku sonrasında dinç hissetmemek
- Sinirli ve saldırganlık hali
- Olayları hatırlama konusunda güçlük yaşamak
- Gün içine uykulu olmak
- Uyku konusunda endişe duymak
2. Aşırı Uykululuk - Hipersomni
Hipersomnia, aşırı uyku isteği olarak da bilinmektedir. Bu durum ana uyku evresinin 7 saat ve daha fazla sürmesine rağmen, aynı gün içinde tekrar eden uyku evreleri oluşumu veya aniden uykuya dalma hâli olarak tanımlanabilir. Hipersomni rahatsızlığı bulunan kişiler geceleri kesintisiz bir şekilde uyusalar da gündüz saatlerinde gelen uyku atakları nedeniyle uyuma ihtiyacı duyarlar. Bununla birlikte bu hastalığa sahip kişiler, gün içinde ne kadar fazla uyumuş olsalar da iyi dinlenememekten şikayet ederler. Ayrıca kişilerin uyandıktan sonra tam olarak uyanık hissetme zorluk çektiği hipersomnia rahatsızlığı, narkolepsi, idiopatik hipersomnia ve Kleine-Levin sendromu olarak üç farklı kategoride incelenmektedir. Bu üç kategorinin de hipersomnia ile beraber gelişen yaygın uyku bozukluklarıdır.
Hipersomnia veya gün boyunca aşırı uyku hali, tipik olarak nörolojik ve psikolojik nedenlerle ortaya çıkmaktadır. Hipersomnia hastalığına, beyin kafa içi basıncının artması, idiopatik hipersomni, depresyon, şiddetli kafa travması, kronik yetersiz gece uykusu, uykuda üst solunum yolu direnci sendromu, kronik yorgunluk sendromu, gecikmiş uyku fazı sendromu, ilaç kullanımı gibi pek çok hastalık ve etken yol açabilir.
3. Uykuda Solunum Bozuklukları
Uyku apnesi, uyku sırasındaki solunum duraklamaları sonucunda meydana gelen ve uyku düzeninin bozulmasına yol açan ciddi bir hastalıktır. Uyku apnesi uyku sırasında hava akımının en az 10 saniye süreyle normal değerinin altına inmesi olarak ifade edilebilir. Uykudaki bu solunum duraklamaları kandaki oksijen miktarının azalmasına ve karbondioksit miktarının artmasına yol açar.
Uyku apnesi merkezi sinir sisteminde bulunan bir problem sebebiyle veya solunum yollarındaki bir tıkanıklığa bağlı olarak oluşabilir. Bununla birlikte bazı durumlarda her iki durum birlikte meydana gelmektedir.
Yüksek tansiyon, depresyon, yorgunluk, sabah baş ağrısı, aşırı sinirlilik, gürültülü horlama, unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, kontrol edilemeyen kilo artışı, uykuda terleme, sık idrara çıkma ve mide yanması gibi problemler uyku apnesi sonucunda ortaya çıkabilir. Hastalığın şiddetine bağlı olarak bireylerde bu sorunlardan biri, çoğu veya tamamı görülebilir.
Çok sayıda araştırmada, uyku apnesinin iş ve araba kazalarına yol açtığını gösterilmiştir. Ayrıca uyku apnesinin yüksek tansiyon, kardiyovasküler hastalıklar, düzensiz kalp atışı, felç ve uyku sırasında beklenmedik ölüm gibi sonuçlara yol açabileceği kanıtlanmıştır. Uyku apnesinde görülen hormon bozuklukları nedeniyle diyabet, cinsel isteksizlik ve iktidarsızlık gibi diğer sorunlar da meydana gelebilmektedir.
4. Uykuda Periyodik Uzuv Hareket Bozukluğu
Uykuda Periyodik Ekstremite (Uzuv) Hareket Bozukluğu (PEHB) birçok açıdan Huzursuz bacak sendromu (HBS) ile benzerlik göstermektedir. Bu rahatsızlıkta uyku süresince kol veya bacaklarda hareket meydana gelmektedir. Bu hareketler uyku kalitesini ve günlük fonksiyonları olumsuz etkilemektedir. HBS’den farklı olarak bu hastalıkta kişiler rahatsız edici hislerin veya bacaklarda hareket ettirme isteğinin farkında olmamaktadır. Uykuda periyodik uzuv hareket bozukluğunda kişiler uyku sırasında kontrol edilemeyen tekmeleme hareketlerinde bulunmaktadır.
PEHB genellikle bacaklarda ortaya çıkar, ancak bazen de kollarda görülebilir. Hareketler periyodik olarak ortaya çıkar ve aralıklarla meydana gelir. Genellikle her 30 saniyede bir tekrarlamaktadır.
PEHB gece boyunca birçok kez kısa süreli olarak uyanmalara yol açar. Bazı kişiler bu uyanmaların farkında etmemektedir. Meydana gelen hareketler uyku kalitesinin düşmesine neden olur. Bu sebeple de kişilerde gün içinde kitap okurken, televizyon seyrederken, çalışırken ve araç kullanırken uyuklama görülebilir.
5. Uyku Fazı Kayması
Uyku fazı kayması, uykunun zamanlaması ile ilgili bir bozukluk olarak tanımlanabilir. Bu durum, vücudun biyolojik uyku ve uyanıklık saat ayarı sosyal yaşam saat ayarı ile uyumsuz hale geldiğinde görülür. Uyku fazı kayması yaşayan kişiler sosyal hayatın ihtiyaçlarını aksatacak şekilde, uyanık olmaları gereken saatlerde örneğin okul ve iş gibi saatlerde uykulu, uyumaları gereken saatlerde yani gece geç saatlerde ise uyanık olmaktadırlar. Uyku fazı kayması bazı durumlarda kalıtsal olabilir. Bu, vardiyalı çalışan, düzensiz uyku alışkanlığı bulunan ve gündüzleri çok uyuklayan yaşlılarda sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.
7. Stres
Bireyin ruh sağlığında yaşanan en küçük bir dalgalanma, uyku düzeninde bir bozuklukla kendini gösterebilir. İnsan yaşamının temel ve vazgeçilmez faaliyetlerinden biri uykudur. Uyku düzeninde yaşanan en küçük bir değişiklik, genel sağlık ve günlük yaşam üzerinde doğrudan etkilere sahiptir.
Parasempatik sinir sistemi devreye girdiğinde ve genel uyanıklık düzeyi çok düşük olduğunda uyku meydana gelir. Stres altında bulunan bir bireyde ise genel uyarılma düzeyi oldukça yüksektir. Bu nedenle de stres yaşayan bir kişide uyuma zorlaşmaktadır ve uyku bozuklukları meydana gelmektedir.
Uyku Düzensizliğinin Beslenme İle Nasıl Bir İlişkisi Vardır?
Yapılan birçok araştırmada, uyku kalitesinin beslenme, alkol kullanımı, stres yönetimi ve sigara içme ile ilişkili olduğu belirtilmiştir. Aynı zamanda son yıllarda uyku süresi ve kalitesinin obezite ve fazla kiloluluk riskleri arasında gösterilmektedir.
Modern hayatın yoğunluğu ile birlikte uyku süreleri ve düzensizlikler ortaya çıkmıştır. Çok sayıda epidemiyolojik çalışma, yetersiz uyku ile artan yağ dokusu, kilo alımı ve obezite arasında bir bağlantı olduğunu göstermiştir. Beslenmenin uyku düzeni üzerinde etkisi olduğu gibi, uyku düzeninde beslenme üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır. Karbonhidrat oranı yüksek yiyecekleri aşırı tüketimi fazla uyumaya neden olurken, yetersiz beslenme zayıflamaya ve uykusuzluğa yol açar.
Bununla birlikte gece geç saatlerde kafein tüketmek uykuyu engeller ve melatonin hormonunun salgılanmasını engelleyebilir.
Bir araştırmaya göre yetersiz uykunun, yağ ve işlenmiş karbonhidrat oranı yüksek yiyeceklerin tüketimi ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Diğer bir çalışmada, kısa uyku süresine sahip kişilerin, normal uyku süresine sahip kişilere göre kahvaltıyı atlama olasılıklarının daha yüksek olduğu bulunmuştur.
Uyku Düzensizliği Tanısı Nasıl Konur?
Uykusuzluk hastalığı olduğunu düşünen kişilerin en kısa sürede bir doktora başvurması tavsiye edilir. Uzman tarafından kişinin öyküsü dinlenir ve uyku düzensizliğine yol açabilecek etkenler araştırılır. Uykusuzluğun nedeni tam olarak bilinmiyorsa uykusuzluğa sebep olabilecek tıbbi sorunların belirtilerini tespit etmek için fizik muayenesi yapılır.
Bu sorunlar araştırılırken tiroitle ilgili sorunların bulunup bulunmadığı da araştırılır. Bazı durumlarda MR gibi yüksek çözünürlüklü görüntüleme yöntemleri raporları da gerekli olabilir.
Uyku düzensizliğinin kesin tanısı için doktor tarafından hastanın bir veya iki haftalık uyku düzeninin bir çizelgesi istenebilir. Aynı zamanda hastanın uyku kliniğinde bir gecelik takip istenebilir. Bu sayede gece uyanık kalınan süre, beyin dalgaları, nefes hareketleri ve vücut aktiviteleri izlenir ve kayıt altına alınır. Uykusuzluk hastalığının süresi ve sıklığı, kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.
Uyku düzensizliği Nasıl Tedavi Edilir?
Psikofizyolojik uykusuzluk, uykusuzluğun en yaygın türleri arasında yer alır. Uyku sorunları genellikle kişinin düşüncelerinin düşünceli ve rahat hissetmediği durumlarda ortaya çıkar.
Stresli bir olay yaşayan kişilerde uyku problemleri yaygın olarak görülse de bazı kişilerde stresli olay sona erdikten sonra kişi normal uyku seyrine devam etmektedir. Bu gibi stresle ilişkili olarak ortaya çıkan uykusuzluk problemleri uzmanlar tarafından tavsiye edilen hayat değişiklikleri veya ilaçlarla tedavi edilebilir. Aynı zamanda herhangi bir tedaviye de ihtiyaç duyulmayabilir.
Uykusuzluk, gün içinde yapılan aktiviteleri zorlaştırdığı durumlarda, doktor tarafından uyku ilacı önerilebilir. Bu ilaçlar rahat bir uyku sağlar ve kişinin gün içinde yorgunluk ya da konsantrasyon gibi problemlerin yaşamasını engeller.
Kronik uykusuzluk tedavisinde ise ilk olarak uykusuzluğa katkıda bulunan altta yatan sağlık sorunları tespit edilir. Kişi, şüphelenilen herhangi bir hastalık sebebiyle tedavi görmesine rağmen uykusuzluk sorunu devam ediyorsa psikolojik muayeneye ihtiyaç duyulabilir.