Zihinsel ve fiziksel rahatsızlıkların bağlantılı olduğunun 5 ilginç kanıtı
Kalp hastalıkları, epilepsi, mevsimsel alerjiler ve kaygı bozukluğu... Bütün bunların birbirleriyle ne ilgisi var demeyin!
Zihinsel hastalıklarla fiziksel hastalıkların bir alakası var mı? Yoksa aralarında herhangi bir ilişki yok mu? Bilim insanları yakın zamana kadar zihinsel ve fiziksel sağlık arasındaki ilişkiden emin değildi. Fakat İsviçre Basel Üniversitesi'ndeki araştırmacılar yaklaşık 6.500 Amerikalı gencin katıldığı bir araştırmanın verilerini analiz etti ve bazı zihinsel ve fiziksel hastalıklar arasında şaşırtıcı bağlantılar buldu.
Bu araştırmanın sonucuna göre ruhsal bozukluklar fiziksel hastalıkları tetikliyor ve benzer şekilde fiziksel hastalıklar da zihinsel hastalıklar için bir risk faktörü teşkil ediyor. İşte birbiriyle ilişkili 5 sağlık durumu:
1-Duygudurum bozuklukları eklem ve sindirim sorunlarının habercisi olabilir
Yeni bulgulara göre depresyon ve bipolar bozukluk gibi duygudurum bozukluklarına sahip olan gençlerin yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde eklemleriyle ilgili sorunlarla ve sindirim bozukluklarına ilişkin hastalıklarla (irritabl bağırsak sendromu, gastroözofageal reflü hastalığı gibi) karşılaşma ihtimalleri daha fazla. Duygudurum bozuklukları ile sindirim bozuklukları arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim insanları tarafından yapılan bir başka çalışmaya göre de depresyon aynı zamanda peptik ülserin bir habercisi.
2-Madde bağımlılığı mevsimsel alerjilere sebep oluyor
Madde bağımlılığı ile mevsimsel alerjiler arasında güçlü bir bağlantı bulunmasına rağmen, araştırmacılar henüz bu durumu kanıtlayacak yeterli veri sunamadı. Bir açıklamaya göre bira, şarap ve likör gibi alkollü içeceklerdeki histaminler alerjik reaksiyonları tetikliyor. Diğer bir açıklama da alerjilerle karaciğer arasında bağlantı olduğunu savunuyor. Buna göre, karaciğer zehirli maddeleri arındırmak ve vücuttan atmak için çalışıyor. Fakat vücut madde bağımlılığı ya da diğer sebeplerden ötürü toksinlerle aşırı yüklendiği zaman kendisini koruyabilmek için histaminleri daha fazla üretiyor ve bu durum da alerjilere sebep oluyor.
3-Kalp hastalıkları kaygı bozukluğuna kapı aralıyor
Araştırmacılar gençlerde kalp hastalığının kaygı bozuklukları için bir risk oluşturduğunu keşfetseler de bu bulgularını destekleyecek yeterli çalışmanın olduğunu söylememiz pek de mümkün değil. Bir raporda, 288 hastanın yarısından fazlasında kalp krizinden sonraki 12 ay içinde depresyon ya da anksiyete belirtilerinde artış gözlemlendiği ortaya kondu. Ancak Basel Üniversitesi araştırmacıları bu durumu kanıtlayabilmek için hastaların kalp krizi geçirmeden önceki durumları hakkında yeterli bilgi sahibi olmadıklarına inanıyorlar.
4-Epilepsi yeme bozukluklarının sebebi olabiliyor
Genç yaşlarda karşılaşılan epilepsi hastalığı da anoreksiya ve bulimia gibi çeşitli yeme bozukluklarına yol açabiliyor. Bu çalışmayı ortaya koyanlara göre, her iki hastalık da beyindeki limbik sisteme bağlı ve bu sistem yemeğe karşı duygusal tepkilerinizi kontrol ediyor. Bu sistemin belirli bir bölümünde oluşan hasar nöbetlere neden olabiliyor. Güzel haberse bu hastalıkların tedavi edilmesiyle birlikte yeme bozukluklarının ortadan kalkması.
5-Anksiyete bozuklukları deri hastalıklarına yol açabilir
Kaygı ve travma sonrasındaki stres bozuklukları gibi anksiyeteye ilişkin sorunlar genç ve yetişkinlerde cilt hastalıklarının gelişme riskini artırıyor. Araştırmacılar bulgularını desteklemek için yaptıkları iki çalışmanın altını çiziyor. Bunlara göre psikoterapi, şiddetli kaşıntı ve egzamayı iyileştirme gücüne sahip. Bu çalışmalar ayrıca psikolojik durumdaki iyileşmenin kronik bir deri hastalığı olan atopik dermatitli hastaların hem anksiyete düzeylerinde hem de cilt durumlarında gelişme kaydedildiğini gösteriyor. Kısaca psikoterapi kimi durumlarda hastaların cildinde kremlerden ve ilaçlardan daha etkili olabiliyor. Anksiyete hakkında daha önce yayınladığımız " Anksiyetemle nasıl barıştım ve onu nasıl iyi bir şeye dönüştürdüm? " başlıklı içeriğimize de göz atmayı unutmayın.