Bu içeriği beğenebilmek için giriş yapmalısınız.
Giriş YapKarb.
5.91 gr. (%85)
Protein
0.87 gr. (%13)
Yağ
0.14 gr. (%2)
100 gr | 1 Adet (Küçük) | |
---|---|---|
Karbonhidrat (g) | 7.88 | 5.91 |
Protein (g) | 1.16 | 0.87 |
Yağ (g) | 0.18 | 0.14 |
Lif (g) | 1.23 | 0.92 |
Kolesterol (mg) | 0 | 0 |
Sodyum (mg) | 4 | 3 |
Potasyum (mg) | 146 | 109.5 |
100 gr | 1 Adet (Küçük) | |
---|---|---|
Kalsiyum (mg) | 23 | 17.25 |
Vitamin A (iu) | 2 | 1.5 |
Vitamin C (mg) | 7.4 | 5.55 |
Demir | 0.21 | 0.16 |
100 gr | 1 Adet (Küçük) | |
---|---|---|
Karbonhidrat (g) | 7.88 | 5.91 |
Protein (g) | 1.16 | 0.87 |
Yağ (g) | 0.18 | 0.14 |
Lif (g) | 1.23 | 0.92 |
Kolesterol (mg) | 0 | 0 |
Sodyum (mg) | 4 | 3 |
Potasyum (mg) | 146 | 109.5 |
Kalsiyum (mg) | 23 | 17.25 |
Vitamin A (iu) | 2 | 1.5 |
Vitamin C (mg) | 7.4 | 5.55 |
Demir | 0.21 | 0.16 |
Seveni de sevmeyeni de çok olan soğan gerek çiğ gerek pişmiş şekilde dünyanın her yerinde mutfakların vazgeçilmez sebzesi olarak karşımıza çıkıyor. Hem lezzetli hem de şifalı bir sebze olan soğanın faydaları ve kullanım alanları da saymakla bitmiyor.
Kuru soğanın 100 gramında 40 kalori bulunmaktadır. Kuru soğanın 1 yemek kaşığı (10 gr) 4 kalori, 1 tatlı kaşığı (5 gr) 2 kaloridir.
Kuru soğanın 100 gramı 7.88 gram karbonhidrat, 1.16 gram protein, 0.1 gram yağ, 1.23 gram lif içermektedir.
Yemeklerin baş tacı olan soğan lif, kükürt, B ve C vitamini bakımından oldukça zengin bir besin kaynağı. Frenk soğanı, sarımsak ve pırasa ile aynı aileden olan bu sebze hem aroması hem de faydaları sayesinde çokça tüketilen besinler arasında yer alıyor. Sindirim sistemi için oldukça faydalı bir besin olan soğan lifli yapısı sayesinde mideyi koruyor ve bağırsaklardaki iltihabın temizlenmesine yardımcı oluyor. Kan şekerini ve kolesterolü dengelerken felç, inme ve kalp krizi riskini azaltıyor. İleri yaşlarda oluşabilecek kemik hastalıklarına karşı iskelet sistemini koruyor, menopoz döneminde oluşabilecek bazı hastalıklara yakalanma riskini azaltıyor. Zengin miktarda antioksidan barındıran soğanın çok eski zamanlardan beri mide ağrıları, bronşit ve boğaz iltihabı tedavisinde kullanıldığı da biliniyor. İçeriğinde bulunan kükürt sayesinde antibiyotik özelliği göstererek uykusuzluk şikayetlerine de iyi geliyor. Soğan doğrarken göze ulaşan bazı gazlar, gözyaşı ile birlikte asidik özellik gösteriyor ve gözyaşı bezlerinin çalışmasını sağlayarak gözün kendini temizlemesine yardımcı oluyor.
Soğanın geçmişinin binlerce yıl öncesine dayandığını söyleyebiliriz. Dünyaya bir kültür bitkisi olarak yayılan bu bitkinin gen merkezi Batı, Güney ve Orta Asya. Türkiye’de 156 türü bulunan soğanın dünyada 66’sı endemik 700 civarında türü mevcut. Babil koleksiyonunda yer alan ve dünyanın en eski yemek kitabı olarak kabul edilen üç küçük kil tablette soğanın adı çokça geçiyor. Bu kitaba göre Asurların soğanın her türünü en özel yemeklerinde kullandığı bilinenler arasında. Avrupa’da Tunç Devri’nde kullanıldığına ilişkin veriler bulunan bu sebzenin MÖ. 2000’li yıllarda İpek Yolu ile yayıldığına kesin gözüyle bakılıyor. Romalılar aracılığı ile soğanı tanıyan Avrupalılar, Ortaçağ’da vebaya karşı kapılara soğan asıyordu. Savaş yanıklarını ve yaralarını soğan suyu ile tedavi ettikleri de biliniyor. Tüm bunların yanı sıra yüzyıllardır tarımı yapılan soğana Hititlerin sumsıkıl adını verdikleri ve kutsal bir bitki olarak kabul ettikleri de biliniyor.
Soğan yetiştirmenin iki farklı yolu bulunuyor. Bunlardan ilki doğrudan arpacık, kıska ya da güğer adı verilen tohumları kullanarak yetiştirmek, diğeri ise fide ile tepsi soğanı yetiştirmek. Tohum ekimi ile üretim yaparken dikkat edilmesi gereken nokta doğru çeşit seçimi diyebiliriz. Zira her bölgede farklı çeşit soğan yetiştiriliyor. Daha önce o bölgede denenmiş ve verim alınmış türü seçerek yetiştirmek gerekiyor. Ekim zamanı ise kısa gün, orta gün ya da uzun gün çeşitlerinden hangisi olduğuna bağlı olarak değişiyor. Kısa gün soğanlar için uygun tarih aralığı 10 Eylül-10 Ekim iken orta ve uzun gün soğanlarının ise ocak ve mart aylarında dikilmesi gerekiyor. Soğan yetiştirme mevsimleri ise ilkbahar, yaz ve kış. Sonbaharda yetiştirilmeyen soğan özellikle gündüzleri sıcak ve kurak, geceleri serin karasal iklimi seven ve ilkbaharda yağış isteyen bir bitki. Soğanların ekiminden toplanmasına kadar geçen süre toplam dört ay diyebiliriz.
Evde saksıda soğan yetiştirmek de mümkün. Bunun için saksı derinliğinin en az 20 cm olması gerekiyor. Soğanın, besin değeri yüksek bir toprağa ve gübreye ihtiyaç duyduğu da unutulmamalı. Bu sebze aşırı killi ve kumlu toprağı sevmiyor. Alüvyon ve biraz kilden oluşan bir toprağın soğan için uygun olacağını söyleyebiliriz. Bahçede soğan yetiştirmek için ise bitkilerin arasında 15 cm’lik boşluklar bırakmak gerekiyor. Ayrıca her sıranın arasında 40 cm olması gerekiyor.
Hem taze soğan hem de kuru soğanı dört mevsim yetişebilen sebzeler arasında sayabiliriz. Kuru soğan, taze soğana göre daha dayanıklı ve uzun ömürlü olduğu için muhafaza etmesi daha kolay ve her mevsim ulaşılabiliyor. Yeşil soğan ise evde saksıda bile yetiştirilebildiği için her mevsim kolaylıkla ulaşılıp tüketilebiliyor.
Kuru soğan uzun ömürlü bir sebze olduğu için genellikle sonbaharda bol miktarda alınıp saklanıyor. Kuru soğan seçerken yumuşak, kötü kokulu, filizlenmiş ve nemlenmiş olanlarını tercih etmemelisiniz. Özellikle kötü kokulu soğanlar dış görünüşleri iyi bile olsa çürümeye başlamış oluyor. Ayrıca kabuğun renginin yeşile dönmemiş olması da önemli.
Taze soğan seçerken ise soğanın beyaz ve yeşil kısımları arasındaki sınırın belirgin olmasına dikkat etmelisiniz. Yeşilden beyaza doğru kademeli bir geçiş varsa bu, soğanın bayat olduğu anlamına geliyor. Yaprakların renginden de yeşil soğanın tazeliği kolaylıkla anlaşılabiliyor.
Kuru soğanı saklarken en sık yapılan hatalardan biri onu patates ile aynı ortamda muhafaza etmek. Bu alışkanlığın yanlış olmasının nedeni ise patatesin yaydığı nemin soğanın bozulmasına yol açması. Bu yüzden patateslerle soğanları ayrı tutmak gerekiyor. Soğanı buzdolabında saklamak da yapılan hatalardan bir diğeri. Buzdolabında saklanan soğan tadını kaybettiği gibi, dolaptaki diğer besinlerin tadını ve kokusunu da etkiliyor. Serin ve kuru bir ortamda saklamak, soğanı daha uzun süre taze şekilde tüketmenizi sağlıyor. Yarım kalan kuru soğanları ise streç filme sararak muhafaza edebilirsiniz. Soğan doğramaktan hoşlanmıyorsanız küp şeklinde doğrayarak buzdolabı poşeti içerisinde derin dondurucuda muhafaza edebilirsiniz. Fakat taze soğanı ıslak vaziyette buzdolabına koymamanız gerekiyor. Önce tazeliğini kaybetmiş yapraklar varsa temizlemelisiniz, daha sonra pişirme kağıdına ya da kağıt havluya sararak buzdolabında uzun süre bozulmadan saklayabilirsiniz.
Soğan hemen hemen bilinen bütün pişirme yöntemlerini kullanabileceğiniz bir sebze diyebiliriz.
Haşlama: Kırmızı et ve tavuk haşlamalarında et suyuna lezzet veriyor ve bazı etlerin rahatsız edici kokusunu gizleme özelliğine sahip.
Kavurma: Soğan, soğan dolması ya da soğan kavurması gibi bazı yemeklerde ana malzeme olarak kullanılsa da pek çok yemekte çeşni olarak karşımıza çıkıyor. Çeşni olarak kullanıldığı yemeklerde ise en çok tercih edilen pişirme yöntemlerinden biri kavurma. Tarifin giriş aşamasında genellikle yağ, salça ya da domatesle birlikte kavrularak yemeğe tat veriyor.
Kızartma: Soğan halkaları, özel baharatlara bulanarak yağda kızartılabiliyor. Kızartılmış soğan halkaları atıştırmalık olarak en sevilen bir yiyeceklerden.
Közleme: Soğan mangalda ya da ateşte közlenerek etin yanında lezzetli bir garnitür olarak tüketilebiliyor.
Soğan, farklı pişirme usulleri ile hemen hemen her yemekle birlikte tüketilebilen bir sebze. Örneğin fast food restoranlarında baharatlı soğan halkaları en çok tercih edilen yiyeceklerin başında geliyor. Et yemeklerinin yanına soğan salatası, közlenmiş soğan ya da soğanlı mezeler tercih edilebiliyor. Kuru soğan, ülkemizde çok sevilen kuru fasulyenin adeta kardeşi gibi görülüyor ve yanında çiğ olarak tüketiliyor. Kızartma, mangal ya da buğulama balık yemeklerinin olmazsa olmazlarından biri de elbette yine kuru soğan. Bu soğan çeşidi çiğ şekilde salataların içine katılıyor. Karamelize edilmiş soğan ise, soslarda, et yemeklerinde veya burger sosu olarak kullanılabiliyor.
Soğan, kendine has tadı ve aromasıyla alternatifi olmayan bir sebze. Bu nedenle hepimizin bildiği gibi binlerce yıllık yemek tariflerinde adı hep en başlarda yer alıyor. Bu yüzden pek çok çeşidi olan soğana alternatifin yine soğanın farklı türleri olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin taze soğan kullanılması gereken yerlerde kuru soğan kullanabilirsiniz ya da beyaz soğan kullanılması gereken bir yemekte arpacık soğan tercih edebilirsiniz.
Sayfayı Paylaş