Bu içeriği beğenebilmek için giriş yapmalısınız.
Giriş YapKarb.
0.01 gr. (%0)
Protein
0 gr. (%0)
Yağ
5 gr. (%100)
100 gr | 1 Çay Kaşığı | |
---|---|---|
Karbonhidrat (g) | 0.2 | 0.01 |
Protein (g) | 0 | 0 |
Yağ (g) | 100 | 5 |
Lif (g) | 0 | 0 |
Kolesterol (mg) | 0 | 0 |
Sodyum (mg) | 2 | 0.1 |
Potasyum (mg) | 1 | 0.05 |
100 gr | 1 Çay Kaşığı | |
---|---|---|
Kalsiyum (mg) | 1 | 0.05 |
Vitamin A (iu) | 157 | 7.85 |
Vitamin C (mg) | 0 | 0 |
Demir | 0.56 | 0.03 |
100 gr | 1 Çay Kaşığı | |
---|---|---|
Karbonhidrat (g) | 0.2 | 0.01 |
Protein (g) | 0 | 0 |
Yağ (g) | 100 | 5 |
Lif (g) | 0 | 0 |
Kolesterol (mg) | 0 | 0 |
Sodyum (mg) | 2 | 0.1 |
Potasyum (mg) | 1 | 0.05 |
Kalsiyum (mg) | 1 | 0.05 |
Vitamin A (iu) | 157 | 7.85 |
Vitamin C (mg) | 0 | 0 |
Demir | 0.56 | 0.03 |
Zeytinyağının 100 gramında 884 kalori bulunmaktadır. Zeytinyağının 1 su bardağı (216 gr) 1909 kalori, 1 çay kaşığı (4.5 gr) 40 kaloridir. Zeytinyağının 100 gramı 0.2 gram karbonhidrat, 100 gram yağ içermektedir. 1 yemek kaşığı (14 gr) zeytinyağı 119 kaloridir.
Zeytinyağı, sağlıklı yağ asitleriyle kalp sağlığını destekleyen faydalı bir yağdır. Ancak, yüksek kalorili olduğu için ölçülü kullanılmalıdır. Diyetkolik uygulamasıyla tüketim miktarını takip edebilirsin!
Yaklaşık 300 yıl yaşayabilen zeytin ağacı, bu özelliğinden ötürü ölümsüz ağaç olarak tanınıyor. Bu ağacın meyvesinden elde edilen zeytinyağı ise sağlıktan kozmetiğe kadar pek çok alanda kullanılan adeta mucizevi bir besin kaynağı.
• İnsanoğlunun binlerce yıldır hayatında olan zeytinyağının faydaları saymakla bitmiyor. Zeytinyağı C, A, E ve K vitaminleri ile magnezyum, protein, kalsiyum, kükürt, sodyum, demir, Omega-3, Omega-6 ve potasyum gibi mineralleri içinde barındırıyor.
• Cilt hastalıkları ve cilt bakımı için oldukça faydalı olan zeytinyağının cilt dokusu üzerinde yenileyici ve besleyici etkisi bulunuyor. Bu yüzden kuru ciltler, yanıklar ve saç bakımı için hazırlanan pek çok karışım da zeytinyağı içeriyor.
• Tüm dünyada kalp ve damar hastalıklarından ölüm oranı en düşük olan kişilerin Akdeniz kökenli insanlar olduğu biliniyor. Bunun nedeninin ise bu insanların zeytinyağı ağırlıklı beslenme alışkanlığı olduğu düşünülüyor.
• Doğal zeytinyağları %70 oranında tekli doymamış yağ asidi içeren besinler olduğundan kandaki kolesterol birikimini azaltıyor.
• Antioksidan bakımından zengin bir kaynak olan zeytinyağı vücudun doğal yaşlanma sürecini yavaşlatıyor.
• Safra taşlarının önlenmesine yardımcı oluyor.
• Hücre duvarlarının güçlenmesine yardımcı olan polifenolleri içeriyor ve kalp hastalıklarına karşı koruma sağlayan arter duvarın elastikiyetini artırıyor.
• İçerisindeki E vitamini sayesinde cildi akneden, iltihaplanmadan ve cilt kanserinden koruyor.
• Çocuklarda kemik yapısını ve beyin gelişimini hızlandırırken yaşlılar içinse zengin bir E vitamini kaynağı olma görevini üstleniyor.
• Sindirim sürecine yardımcı oluyor, bağırsak hareketlerini düzenlemek ve sindirim sistemini temizlemek için tıbbi bir yağ olarak da kullanılıyor.
• Zeytinyağının rektum ve bağırsak kanserini engelleyebileceğine dair önemli çalışmalar bulunuyor. Ayrıca meme kanserini önleme konusunda da etki sahibi olduğuna dair araştırmalar da mevcut.
Dört kutsal kitapta ve efsanelerde adı geçen zeytin meyvesinin ve zeytinyağının ilk insandan beri bilindiği düşünülüyor. Yapılan araştırmalar İsrail’in kuzeyinde bulunan, MÖ. 5800’lerden kalma kil çanaklarda zeytinyağı tortusu olduğunu gösteriyor. Böylece ilk zeytinyağı üretiminin günümüzden yaklaşık 8 bin yıl önce yapıldığı bilinen bir gerçek demek hiç de yanlış olmaz. Deniz ticaretinin gelişmesi ve tarım devrimiyle birlikte zeytin ağacı ve zeytinyağı da tüm dünyaya yayıldı. İspanya, Gal eyaletleri ve İtalya’ya, Kanarya Adaları dahil neredeyse bütün Akdeniz’e, Marmara’ya ve Karadeniz’in güneydoğu sahillerine kadar yayılan zeytin ve zeytinyağının ilk ticaretine ilişkin bilgiler ise Sümer kent devletlerinden biri olan Marililere ait Mari belgelerinde geçiyor. Bu belgelerde Halep şehrinden ihraç edilen zeytinyağları ile ilgili ayrıntılı bilgiler bulunuyor. Belgelere göre o dönemde zeytinyağı fiyatları şarap fiyatlarından beş kat, susam yağı ve keten tohumu yağı fiyatlarından ise iki buçuk kat daha fazlaydı.
Antik Yunan’da yaşamış Hipokrat’ın yıkanamayanlara hiç olmazsa vücutlarını zeytinyağı ile ovmalarını tavsiye ettiği biliniyor. O dönemde sporcular, kaslarını yumuşatıp parlatmak için zeytinyağı kullanıyordu. Panathenaia Şenlikleri’nde birinci olanlar da Akropolis’teki kutsal sayılan zeytin ağaçlarının zeytinyağlarını kazanıyordu. Tüm bunlar elbette çok eski dönemlerden beri zeytinyağının ne kadar değerli ve hatta kutsal sayıldığının göstergeleri.
Zeytinyağı çok eskiden taş baskı denilen yöntemle taş ya da granit tekerler kullanılarak elde ediliyordu. Günümüzde hala bu tekniği kullanan az sayıda üretici olsa da daha çok modern yöntemlerle zeytinyağı üretiliyor. Taş baskı yöntemi oldukça uzun ve zahmetli. Bu yöntemde taş, toprak ve yaprak gibi yabancı maddelerden temizlenen zeytinler önce yıkanıp kurutuluyor. Ardından taş ya da granitten yapılmış silindirler kendi eksenleri etrafında dönerek zeytinleri ezip hamur haline getiriyor. Daha sonra hamur haline gelen zeytinler özel torbalara dolduruluyor ve baskı ustaları tarafından hidrolik preslere yerleştiriliyor. Bu presler yavaş yavaş kapanırken hamurları sıkıştırıyor. Torbaların kenarlarından sızan yağ haznede birikiyor ve burada başka bir kaba alınıyor. Presler gevşetiliyor ve torbanın ağzı açılarak içerisine sıcak su tutulup tekrar baskı makinesinde sıkıştırılıyor. Zeytin posası ve öz suyu ile birlikte ele edilen yağ damıtılıyor ve öz suyundan ve posasından ayrılıyor. Böylece taş baskı adı verilen zeytinyağı elde edilmiş oluyor. Taş baskı zeytinyağları, katkı maddesi ve koruyucu madde içermiyor. İçindeki serbest yağ asit oranı ise en fazla %0,8 oluyor. Bu zeytinyağlar 5 derecenin altında donabiliyor ve donduktan sonra tekrar çözülmesi kalitesini kesinlikle etkilemiyor.
Paslanmaz çelik silindirler kullanılarak yapılan zeytinyağı üretimi ise daha az zahmetli ve daha karlı. Bu yöntemde ise temizlenen zeytinler çelik silindirlerle hamur haline getiriliyor. Bu esnada hamura yavaş yavaş su ekleniyor. Bu işlemin nedeni yağ moleküllerini bir araya toplamak. Elde edilen hamur 20-40 dakika arasında yoğruluyor. Bu aşamada yoğurma süresi önemli çünkü işlem daha uzun sürdüğü takdirde daha az yağ elde ediliyor ve başka tatlar yağa karışabiliyor. Ayrıca hava ile fazla temas edeceğinden yağın kalitesi etkilenebiliyor. Modern zeytinyağı üretim sistemlerinde yoğurma esnasında oksitlenmeyi önlemek için zararsız özel gazlarla dolu tanklar kullanılıyor. Bunun nedeni yağ miktarını ve lezzetini artırıp yağın kalitesini korumak. Yağ miktarını artırmak için 27-28 dereceye kadar karışım ısıtılabiliyor. Bu sıcaklıktaki sıkma işlemine “soğuk sıkım” ya da “cold pressed” adı veriliyor. Yoğurma işleminden sonra hamur bir miktar daha sıkılıyor ya da santrifüj makinesine konuyor ve yüksek hızda dönerek yağ ve su çıkması sağlanıyor. Son olarak ise su ve yağ ayrıştırılıyor.
Zeytinyağı, uzun süre dayanıklılığını koruyabilen bir yağ çeşidi. Bu yüzden doğru koşullarda saklanmış bir zeytinyağı her mevsim afiyetle tüketilebiliyor.
• Zeytinyağı satın alırken öncelikle üretim tekniğine bakılmalı. Soğuk sıkım ve erken hasat zeytinyağları, en kaliteli ve sağlığa en faydalı olanları.
• Sadece rengine bakarak zeytinyağının kalitesi ne yazık ki anlaşılamıyor çünkü gıda boyası ile renk değişikliği mümkün.
• Zeytinyağı seçerken kokusuna dikkat edilmeli. Bilindiğinin aksine zeytinyağında zeytin kokusu istenmeyen bir koku. Zeytin kokuyorsa bu, fazla bekletilerek sıkıldığını gösteriyor. Zeytinyağında taze çimen ve taze meyve türüne benzer bir koku aranmalı. Boya kokusunu andıran koku ise yağın beklediğini gösteriyor.
• Kaliteli bir zeytinyağı, yutulduğunda boğazda yakıcı, dilin yanlarında ise acı bir tat bırakıyor.
• Asit değerinin düşüklüğü, zeytinyağının ne kadar iyi işlendiğini gösteriyor. Kaliteli bir zeytinyağının asit seviyesinin 0,3’ün altında olması gerekiyor.
• Uzmanlar zeytinyağının faydasının zamanla azaldığını, bu yüzden hasat yılına bakarak zeytinyağı alınmasını tavsiye ediyor.
Zeytinyağı bekledikçe bozulabilen bir besin. Bu yüzden satın aldıktan sonra birkaç ay içinde tüketmek gerekiyor. Zeytinyağını plastik ya da açık renkli cam şişeler yerine koyu renkli cam şişelerde saklamak gerekiyor çünkü ışık, zeytinyağının kısa sürede bozulmasına yol açıyor. Özellikle taş baskı zeytinyağlarının ağzı sıkıca kapatılıp serin ortamda, güneş ışığından ve ısıdan uzak bir yerde saklanması gerekiyor.
Zeytinyağının en çok kullanıldığı yer şüphesiz mutfaklar. Akdeniz ülkesi olmanın da bir getirisi olarak mutfağımızda zeytinyağlı türünde pek çok yemek bulunuyor. Akdeniz türü beslenmenin başrol oyuncusu her zaman zeytinyağı. Zeytinyağı farklı salata çeşitlerinde de sıklıkla tercih ediliyor. Kızartmalara ve mezelere de lezzet katan en önemli besin.
Ancak, zeytinyağı sadece mutfaklarda kullanılmıyor. İçindeki E vitamini nedeniyle sabunlarda, cilt bakım maskelerinde, saç maskelerinde ve şampuanlarda da kullanılabiliyor.
Yemeklerde zeytinyağına alternatif olarak ayçiçek yağı ya da mısır özü yağı gibi başka yağ çeşitlerinin de kullanıldığını söylemek mümkün fakat lezzet olarak zeytinyağına alternatif olduklarını söylemek mümkün değil.
Sayfayı Paylaş