Bu içeriği beğenebilmek için giriş yapmalısınız.
Giriş YapKarb.
6.4 gr. (%35)
Protein
5.4 gr. (%30)
Yağ
6.4 gr. (%35)
100 gr | 1 Su Bardağı | |
---|---|---|
Karbonhidrat (g) | 3.2 | 6.4 |
Protein (g) | 2.7 | 5.4 |
Yağ (g) | 3.2 | 6.4 |
Lif (g) | 0 | 0 |
Kolesterol (mg) | 0 | 0 |
Sodyum (mg) | 0 | 0 |
Potasyum (mg) | 0 | 0 |
100 gr | 1 Su Bardağı | |
---|---|---|
Kalsiyum (mg) | 0 | 0 |
Vitamin A (iu) | 0 | 0 |
Vitamin C (mg) | 0 | 0 |
Demir | 0 | 0 |
100 gr | 1 Su Bardağı | |
---|---|---|
Karbonhidrat (g) | 3.2 | 6.4 |
Protein (g) | 2.7 | 5.4 |
Yağ (g) | 3.2 | 6.4 |
Lif (g) | 0 | 0 |
Kolesterol (mg) | 0 | 0 |
Sodyum (mg) | 0 | 0 |
Potasyum (mg) | 0 | 0 |
Kalsiyum (mg) | 0 | 0 |
Vitamin A (iu) | 0 | 0 |
Vitamin C (mg) | 0 | 0 |
Demir | 0 | 0 |
Özel bir maya mantarıyla keçi ya da inek sütünden hazırlanan ayran benzeri bir içecek olan kefir içeriğinde bulunan mineraller ve probiyotik açısından sağlık için oldukça faydalı. Yoğurt gibi mayalanma usulüyle yapılan bu içecek, gençlik iksiri olarak da biliniyor.
Birçok faydası bulunan kefir, bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve sindirim sistemini düzenliyor. Kalp sağlığına da faydası olduğu bilinen içecek, iştahsızlık ve uykusuzluk sorunlarına iyi geliyor. Verem, böbrek, bronşit ve astım hastalarının kefir tüketmesi öneriliyor. İçerisinde yüksek miktarda bulunan probiyotik sayesinde cilt sağlığına faydalı ve bu sebeple egzama, deri döküntüsü, çatlak gibi deri rahatsızlıklarına da şifa oluyor. Probiyotikler aynı zamanda vücutta bulunan virüs, bakteri gibi yabancı maddeleri imha ediyor. Mide ve bağırsak hastalıklarına iyi geliyor ve bu hastalıklara karşı koruyup sorunların giderilmesine yardımcı oluyor. Organ fonksiyonlarının uygun şekilde çalışmasını sağlıyor ve aynı zamanda metabolizmanın hızlanmasında da etkili oluyor. Hücre yenileyici etkisi bulunan içecek, yaraların iyileşmesini hızlandırıyor. Karaciğer ve pankreas hastalıklarına iyi geldiği bilinen kefirin antimutajen özelliği sayesinde de kanser önleyici etkisinin olduğu düşünülüyor.
Kefirin faydaları hakkında daha ayrıntılı bilgi almak " Kefir sindirim sistemi için gerçekten faydalı mı? " başlıklı yazımıza da göz atabilirsiniz.
Kefir, 5000 yıl önce Orta Asya'da göçebe olarak yaşayan Türkler tarafından bulundu. Keçi ve koyun sütünü mayalayarak elde ettikleri kefir tanelerini bir yerden başka bir yere taşıyarak yayılmasını sağladılar. Babadan oğula bir miras gibi aktarılan kefir taneleri, değerli bir hazine gibi korunarak günümüze kadar geldi. Uzun yaşamları ve hastalanmamalarıyla tanınan Kafkasyalılar, günün her öğünü yemeklerinde mutlaka kefir tüketiyorlar. Kafkasyalıların gençlik iksiri olarak anılan kefir, bir Rus peynir üreticisi tarafından keşfedilerek besin endüstrisine girdi. Beden sağlığına faydası ve hastalıkları iyileştirici özelliğiyle peygamber danesi ve peygamber darısı olarak da anılıyordu. Endüstriyelleşen kefir, daha sonra bütün Avrupa ülkelerinde tüketilmeye başlandı. Çocuk sağlığı için de büyük önem taşıyan kefirin Arapça “keyf” kelimesinden türetildiği söyleniyor.
Tıpkı tulum peynirinin yapılışı gibi kefir taneleri de keçinin derisinde muhafaza edilen sütten elde ediliyor. Daha sonra kefir tohumu olarak da bilinen bu taneler kefir yapımında kullanılıyor. Karnabahara benzer ufak parçalardan oluşuyor ve tıpkı yoğurt gibi mayalanarak üretiliyor. Kefir, canlı bir organizma olduğundan sütün içerisinde bulunmadığında canlılığını yitiriyor. Yaklaşık 30-50 çeşit bakterinin bulunduğu kefir taneleri sütün içinde mayalandıkça çoğalıyor. 25 derece oda sıcaklığında olan pastörize süte metal parça değmeden kefir taneleri aktarılıyor. Ağzı sıkıca kapalı bir kavanoz içerisinde mayalanan kefir, 24 saat içinde katılaşıp kıvama geliyor. Daha sonra süzme işlemi yapılıyor ve kefir taneleri süzgeç üzerinde kalıyor. Bu taneler yıkanarak ve üzerine su eklenerek cam bir kavanozda muhafaza edilebiliyor.
Her mevsimde tüketilebilen kefirin günde iki bardaktan fazlası önerilmiyor. Yetişkinlerin günün her saatinde tüketebileceği gibi çocuklarda yatmadan önce içilmesi öneriliyor. Yatmadan önce tüketilen kefiri çocukların zeka ve kemik gelişimi için oldukça önemli. Her besinde olduğu gibi kefir de gereğinden fazla içilmemeli. Mevsim değişimlerinde bağışıklık sistemini güçlendirmek için günde iki bardak kefir tercih edebilirsiniz. Hava sıcaklığının arttığı yaz mevsiminde ise kefir tüketimi minimum düzeyde olmalı. Günlük bir bardak kefir, vücudunuzun %30 kalsiyum ihtiyacını karşılıyor. Düzenli olarak her gün bir bardak kefir içmek metabolizmayı hızlandıracağı için kilo vermenizi de kolaylaştırıyor.
İçerisinde canlı bakteri bulunduran ürünlerin raf ömrü kısa olduğu için tıpkı yoğurt gibi kefir alırken de son kullanma tarihine dikkat edilmeli. Uygun koşullarda saklansa bile içeriğinde bulunan probiyotikler nedeniyle rafta kalma sürecince faydalı özelliğini kaybedebiliyor. Bu nedenle kefir alırken üretim tarihinin geçmemiş olmasına özen gösterilmeli. Ayrıca ambalajına ve paketlenme özelliklerine de özellikle dikkat edilmeli. Uygun şartlarda ve koşullarda üretilmiş garantili ürünler seçilmeli. Kefirinizi marketten alıyorsanız güvendiğiniz markaların ürününü tercih etmelisiniz. Eğer kefirinizi kendiniz yapmak isterseniz üniversitelerin ziraat bölümlerinden kefir tohumu alabilir, günlük olarak mayalayabilirsiniz.
Probiyotik ürünler, sıcaklık ve basınç gibi dış etkenlere karşı daha hassas olduğu için mutlaka güneş görmeyen ve soğuk bir ortamda saklanmalı ve hızlıca tüketilmeli. Sürekli kefir içenler ve evde kendisi yapmak isteyenler kefir tanelerini daha uzun süre saklayabiliyor. Kefir mayası kurutulduğu takdirde 12 ila 18 ay arasında muhafaza edilebiliyor. Kefir mayası içme suyuyla yıkanıyor, temiz bir havlu üzerinde hava alacak şekilde kurumaya bırakılıyor. 2 ila 5 gün içerisinde sararan ve rengi değişen mayanın kuruma işlemi tamamlanıyor. Kurutulan maya hava geçirmez bir kavanoza ya da vakum poşetine alınarak buzdolabında uzun süre saklanabiliyor. Dondurucuda saklanması önerilmiyor.
Kefir, pişirilmeden soğuk tüketilen bir içecek. Buzdolabınızda muhafaza edebileceğiniz ürünü içine başka malzemeler katarak da tüketebilirsiniz. Özellikle çocuklar kefirin acımtırak ve ekşimsi tadını sevmiyor. Çocuğunuzun sağlığı için oldukça önemli olan kefirin içerisine bal karıştırarak çocuğunuza içirebilirsiniz. Dilerseniz sütlaç yaparken süt yerine kefir kullanabilirsiniz böylece hem sağlıklı hem lezzetli bir tatlı yapabilirsiniz. Yine ister sabah ister öğlen yemeğinde kefirin içerisine mevsim meyvelerini ekleyebilirsiniz. Kek yaparken de yoğurt yerine kefir tercih edebilirsiniz. Yoğurtla yapabileceğiniz birçok yemeği kefirle deneyebilirsiniz. Kefirden cacık yapabilir ya da havuç, kabak gibi sebzelerden yapılan taratorların içinde yoğurt yerine kullanabilirsiniz.
Kefiri süt ve yoğurt kullandığınız birçok yerde alternatif olarak kullanabilirsiniz. Dilerseniz ana yemeklerin yanında ayran gibi tüketebilirsiniz ya da sütle hazırladığınız meyveli içecekleri kefirle deneyebilirsiniz. Kefiri sabahları peynir, zeytin, yumurta gibi kahvaltılıklarla beraber içebilirsiniz. Ispanak, kabak, dolma gibi sebze yemeklerinizin yanında da bir bardak kefir tercih edebilirsiniz. Kefir, ana yemeklerle de uyumlu olduğu için tavuk ve et yemekleri yanında hem lezzetli hem de sağlıklı bir seçim oluyor. Kefiri ayran gibi tüketmek istemezseniz içerisine salatalık, sarımsak ve dereotu ekleyerek daha keyifli hale getirebilirsiniz. Ayrıca kek, kabak tatlısı, kemal paşa tatlısı gibi sütten üretilmemiş tatlıların yanında da içebilirsiniz. Salata soslarına ilave edebilir ya da yoğurtla yapılan çorbalarda yoğurdun yerine kullanabilirsiniz. Ancak, balık gibi yoğurtla tüketilmesi önerilmeyen gıdaları kefirle beraber de yememelisiniz.
Kefir, probiyotik ve kalsiyum içeriyor. Yani kefir yerine içerisinde probiyotik içeren ürünler kullanabilirsiniz. Probiyotik denince kefirden sonra ilk akla gelen yoğurt oluyor. Kefirde bulunan “Lactobacillus” ve “Acidophilus” bakterileri yoğurtta da bulunuyor. Ev yapımı yoğurtlarda yararlı bakterilerin oranı daha fazla olduğu için her gün bir kase yoğurt yiyerek beslenmenize fayda sağlayabilirsiniz. Yoğurt yerine farklı bir gıda kullanmak isterseniz bakteri oranı yüksek besinlerden biri olan peyniri deneyebilirsiniz. Daha farklı bir alternatif düşünürseniz bitter çikolata, nar ekşisi ve turşu da probiyotik açısından oldukça zengin. Sebze grubunda ise yer elması, sarımsak, lahana, pancar ve soğan tercih edebilirsiniz. Sauerkraut adı verilen lahanadan yapılan yemek, kefire iyi bir alternatif. Yine bol miktarda probiyotik içeren elma, muz, nar, nektarin, karpuz, greyfurt, incir ve hurma gibi kurutulmuş meyveleri kefir yerine kullanabilirsiniz.
Sayfayı Paylaş