FacebookTwitterLinkedinWhatsappMessengerMail
Tereyağı Kaç Kalori?

Tereyağı Kaç Kalori?

30 gr
Porsiyon (Orta)
215
kcal
Karbonhidrat0.02 gr%0
Protein0.26 gr%1
Yağ24.33 gr%99

Karb.

0.02 gr. (%0)

Protein

0.26 gr. (%1)

Yağ

24.33 gr. (%99)

Tereyağı Besin Değerleri

100 gr1 Porsiyon (Orta)
Karbonhidrat (g)0.060.02
Protein (g)0.850.26
Yağ (g)81.1124.33
Lif (g)00
Kolesterol (mg)19157.3
Sodyum (mg)113.3
Potasyum (mg)247.2
100 gr1 Porsiyon (Orta)
Kalsiyum (mg)247.2
Vitamin A (iu)559167.7
Vitamin C (mg)00
Demir0.020.01
100 gr1 Porsiyon (Orta)
Karbonhidrat (g)0.060.02
Protein (g)0.850.26
Yağ (g)81.1124.33
Lif (g)00
Kolesterol (mg)19157.3
Sodyum (mg)11 3.3
Potasyum (mg)247.2
Kalsiyum (mg)247.2
Vitamin A (iu)559167.7
Vitamin C (mg)00
Demir0.020.01
Tereyağı kaç kalori? Bu sorunun cevabını arayanlar için Tereyağı besin değerleri, sağlık üzerindeki etkileri ve tüketim ipuçlarını bir araya getirdik. Tereyağı için kalori içeriğinden sağlık avantajlarına kadar her yönüyle derinlemesine bir bakış sunmaya çalışıyoruz. Hadi, Tereyağı hakkında bilmeniz gerekenleri keşfedelim!

Tereyağının 100 gramında 717 kalori bulunmaktadır. Tereyağının 1 porsiyonu (30 gr) 215 kaloridir. 1 paket ( 250 gr) tereyağı 1793 kaloridir. Tereyağının 100 gramı 0.06 gram karbonhidrat, 0.85 gram protein, 81.11 gram yağ içermektedir.

Tereyağı, yoğun aroması ve sağlıklı yağ içeriğiyle kahvaltılarda ve yemeklerde kullanılır. Ancak yüksek kalori içerdiğinden porsiyonuna dikkat edilmelidir. Tüketimini Diyetkolik uygulamasıyla kolayca takip et!

Ülkemizin her yöresinde sıklıkla kullanılan tereyağı mutfakların ve sofraların vazgeçilmez bir parçası. Özellikle sabah kahvaltılarının en çok tercih edilen besinlerinden biri olan tereyağı inek veya koyun sütünden elde edilen süt yağı sayesinde meydana geliyor. Genelde kızarmış ekmek üzerine yağ ve bal ya da reçel sürülerek yapılan bir kahvaltı güne enerjik başlamanıza yardımcı oluyor. Daha çok pilav yapımında tercih edilen tereyağı baklava, börek gibi hamur işi ürünlerde de kullanılan bir malzeme. En sık kullanıldığı alan mutfak olmasına karşın ilaç ve kozmetik sanayi için de çok önemli bir yere sahip.

Tereyağının etkileri nelerdir?

Tereyağının etkileri nelerdir?

Binlerce yıldır kullanılan tereyağının günümüzde faydaları ve zararları ile alakalı birçok tartışma mevcut. Fakat herkesin birleştiği nokta gerçek tereyağını kararında tüketmenin insan vücuduna fayda sağladığı. Yüksek kalorili olmasına rağmen karbonhidrat içermiyor ve baştan sona doğal yollarla elde edilmiş tereyağı vitamin, yağ ve mineral bakımından oldukça zengin bir içerik taşıyor. Ayrıca yağlar arasında en yüksek oranda protein barındıran tereyağı içerisinde A, E ve K vitaminlerini bulunduruyor.

Doğal yollarla elde edilmiş tereyağının yüzde sekseni süt yağı. Bu sayede A vitamini iskelet yapısı ve dişler başta olmak üzere pek çok beden fonksiyonunu iyileştirmeye katkı sağlıyor. Ayrıca görme yetisi üzerinde de etkisi oldukça fazla. Bağırsaklardaki patojenik mikroorganizmalarla da mücadele ederek, vücudumuzun en önemli ikinci organı olan bağırsaklarımızı desteklemiş oluyor. 

Ayrıca güçlü bir antioksidan olduğu için vücuda dinçlik kazandırıyor. Bunların dışında iyi bir iyot kaynağı olduğundan alerjilere karşı etki gösteriyor. Tereyağı barındırdığı vitamin ve mineraller sayesinde bağışıklık sistemini destekleyici ve hastalıkların önlemesine yardımcı diyebiliriz. Yapılan birçok araştırma sonucu tereyağının kanserle mücadele ettiği ve hatta kanseri önlemeye yardımcı olduğu bilinenler arasında. 

tereyagi kalori

Günümüzde yapılan araştırmalar tereyağının kolesterol arttırıcı özelliğinin olmadığını gösteriyorlar. Üstelik uzmanlar kararında tüketilen kaliteli yağların kolesterol düşürücü özelliği olduğunu savunuyor. Her gıda gibi tereyağını da ölçülü tüketmeli, kaliteli ve güvenilir markaları tercih etmelisiniz.

Tereyağının tarihçesi

Hayvancılığın başlamasıyla birlikte tarihteki yerini aldığı düşünülen tereyağının milattan önce 3000 yıllarında Sümerler tarafından bulunduğu ve hatta mozaiklere işlendiği belirtiliyor. Özellikle Mısır ve Mezopotamya halklarının bu yağı ürettikleri, tükettikleri hatta ekonomide yer tutacak kadar ticaretini yaptıkları biliniyor. Yani tereyağı tarihin hayvancılıktan sonraki tüm devirlerinde önemli bir yer tutan, ticareti için özel kovalar bile üretilen çok değerli bir besin. Özelikle yakın tarihte sanayi çağının başlamasıyla birlikte büyük mandıralar kurularak hem mutfak, hem de kozmetik ve ilaç sanayi için üretimi arttırılıyor. Tereyağının dünyada hızla yayılmasını kolaylaştıran bir özelliği de uzun süreler saklanabilmesi.

Dünyada ve ülkemizde tereyağı üretimi

Dünyanın en büyük tereyağı üreticisi yıllık 4,5 milyon ton ile Hindistan. Tüm dünyada tüketilen tereyağının %40'ını üreten Hindistan’ı Pakistan ve ABD takip ediyor.

Türkiye'de tereyağı üretimi oldukça düşük seviyelerde olduğu için zaman zaman tereyağı ithalatı yapılıyor. Ülkemizde kişi başı tereyağı tüketimi yıllık 1,5 kilogram seviyelerinde fakat üretim konusunda henüz gerekli yatırımlar yapılmış değil.

Tereyağı nasıl üretilir?

Tereyağı nasıl üretilir?

Tereyağı en kolay koyun ve inekten elde edildiği için diğer hayvanlardan üretilenler pek tercih edilmiyor. Geleneksel tereyağı üretiminde özel yapılmış yayıklarda süt iki ila üç gün bekletiliyor. Üst katman krema kıvamına gelince bu kısım başka bir kaba alınarak olgunlaşması için bir süre daha bekletiliyor. Belirli kimyasal reaksiyonların da yardımıyla krema iyice çırpılarak süt yağının iyice dağılması sağlanıyor. Ardından bu krema yayık ile sütün içerisine iyice karıştırılıyor. Dövme işlemi denen bu aşamadan sonra tereyağı artık tüketmeye hazır hale geliyor.

Günümüzde tüm dünyada üretilen bu yağın en kalitelisinin Fransa'da üretildiği otoriteler tarafından kabul görülmüş. Türkiye'de ise özellikle Trabzon ve çevresindeki şehirlerde üretilen tereyağı en iyi yağ olarak gösteriliyor. Karadeniz mutfağında tereyağının yerinin ayrı olmasının bir sebebi de o bölgede çok fazla yerel üretim olması.

Tereyağının rengi

Tereyağı sarı ve beyazın farklı tonlarında karşımıza çıkabiliyor, ancak baştan sona doğal yollarla üretilmiş bir tereyağı sarı rengini alıyor. Örneğin inek sütünden elde edilmiş bir tereyağının rengi o hayvanın ne kadar doğal yöntemlerle beslendiğine bağlı. Çimen yiyen bir inekten elde edilen sütte yüksek oranda karotenoid bulunduğu için bu tereyağı sarı rengini alıyor. Bir inek kış aylarında suni yemlerle ve kurutulmuş otlarla, samanlarla beslenirse bu inekten elde edilen süt, yağa sarı rengini veren karotenoidi içermeyeceği için tereyağı beyaz renkte oluyor. Günümüzde başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok yağ üreticisi özellikle kış aylarında mandıralarda kullanılan yemlerin içerisine beta-karotenoid bileşiği eklemeye başladı. Böylece tam olmasa da sarıya yakın bir renk elde etmiş oluyorlar.

Tereyağı alırken nelere dikkat etmek gerekir?

Tereyağı alırken nelere dikkat etmek gerekir?

Tereyağı seçerken rengine dikkat etmeniz gerekiyor. Renginin tereyağındaki yararlı maddelerde bir değişime yol açıp açmadığı ile alakalı bir çalışma olmasa da, ülkemizde geçerli doğal tereyağı renginin sarı olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca son zamanlarda tereyağına gıda boyası katarak sarı rengini veren merdiven altı üretim yapan yerler olduğu bilindiği için tereyağı satın alırken güvenilir markaları tercih etmelisiniz. Eğer imkanınız varsa tereyağını evinizde kolayca yapabilirsiniz. İlkbahar ve yaz aylarında otlaklarda rahatça yayılarak beslenen hayvanlardan elde edilen tereyağı daha kaliteli olduğu için tereyağının aslında mevsimlik bir besin olduğunu unutmamak lazım. 

Tereyağı nasıl saklanır?

Doğal yöntemlerle elde edilmiş organik tereyağı buzdolabında üç haftaya kadar saklanabiliyor. Yemeklerde kullanmak için derin dondurucuda saklamak istiyorsanız, tereyağınızı üç aya kadar kolaylıkla muhafaza edebilirsiniz. Böylelikle buzluktaki yağınızı dilediğiniz yemekte istediğiniz miktarda kullanarak saklamaya devam edebilirsiniz. Tereyağını alüminyum folyo ile saklarsanız daha iyi bir koruma sağlayabilirsiniz. 

Marketten satın aldığınız paketli ürünlerde koruyucu kullanıldığı için hem buzdolabında hem de buzlukta daha uzun süre saklayabilirsiniz. Bu ürünlerin yemeklik ve sofralık olarak değiştiğini, tuz oranlarının farklı olduğunu ve farklı kimyasal katkı maddeleri barındırdığını da hatırlatmakta fayda var.

Sayfayı Paylaş

FacebookTwitterLinkedinWhatsappMessengerMail