Polikistik Over Sendromu
Polikistik Over Sendromu (PKOS), üreme çağındaki kadınlarda en sık görülen endokrin bozukluktur. Her 15 kadından birisini, yani yaklaşık % 7’sini etkilemektedir. PKOS hastalarının %40-60 oranında obezite görülmektedir ve sıklıkla abdominal obezite şeklindedir.
Polikistik Over Sendromu Nedir?
Polikistik over sendromu (PKOS), üreme çağındaki kadınlarda en sık görülen endokrin bozukluktur. Her 15 kadından birisini, yani yaklaşık % 7’sini etkilemektedir. Hastalık genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimiyle ortaya çıkmış sık görülen ve kompleks bir bozukluk olarak değerlendirilebilir.
Polikistik Over Sendromu Belirtileri
- Aşırı tüylenme (hirşutizm)
- Mensturasyonun olmaması ya da düzensizliği
- Gebe kalamama
- Obezite/özellikle abdominal obezite
- Yumurtalıklarda çok sayıda kist oluşumu ile karakterizedir.
Polikistik Over Sendromu bulunan kadınların çoğunda karın bölgesinde yağlanma, kilo vermekte zorlanma, aşırı derecede karbonhidrat tüketimi ve hipoglisemik dönemler ( kan şekeri düşmesi) yaşanabilir.
PKOS, basit bir yumurtlama bozukluğu olmaktan çok, Tip 2 diyabet, dislipidemi ve kalp-damar hastalıkları gibi uzun dönemde sağlık riskleri taşıması nedeniyle dikkatli takip edilmesi ve ihmal edilmemesi gereken bir hastalıktır.
Polikistik over sendromunda; hipofiz bezinden salgılanan LH ve FSH hormonları anormal şekilde üretilir. Bu dengesizlik nedeniyle mensturasyon (adet) döngüsü değişir ve her ay düzenli olarak yumurtlama gerçekleşmez veya mensturasyon hiç yaşanmaz (amenore) ve yumurtalıklardan erkeklik hormonlarının üretimi de artar. Salgılanan bu erkeklik hormonları (androjenler) östrojene dönüşür ve bu östrojen, dönüşte LH üretimini arttırır ve bir kısır döngü ortaya çıkar. Genel olarak kan şekerinin normal sınırlar içerisinde kalmasını sağlayan insülin hormonu metabolizmasında da bozukluk söz konusu olabildiğinden insüline karşı bir direnç ortaya çıkmaktadır.
Polikistik Over Tedavisi Nasıl Olmalı?
PKOS tedavisi sırasında kilo kaybı öncelik olmalıdır. Çünkü Kilo kaybı;
- İnsulin direncini azaltır.
- Serum androjen konsantrasyonlarını azaltır.
- Overlerin boyutunu ve over kistlerinin sayısını azaltır,
- Ovülasyonu ve fertiliteyi arttırır,
- Plazma lipidlerini de düzeltir. .
PCOS'li obez kadınların sadece %5-10 oranında kilo kaybetmesi ile 6 ay içinde kadınların %55-100'ünde metabolik ve hormonal bozukluklarının düzeldiği belirtilmiştir.
Polikistik Over Sendromu ve Hastalıklar
- PKOS hastalarının %40-60 oranıda obezite görülmektedir ve sıklıkla abdominal obezite şeklindedir.
- Son yıllarda diyabet ve diyabet öncüsü olan insülin direncinin, PKOS ile olan ilişkisi konusunda oldukça önemli bilgiler edinilmiştir. Bu tanıyı almış olan kadınların bir kısmında Tip 2 diyabet veya diyabete eğilim (insülin direnci) bulunmakta veya bu kadınlarda belli bir süre sonunda bu durumlar gelişebilmektedir. Yani PKOS tek başına, Tip 2 diyabet için risk oluşturabilir. PKOS hastalarında bozulmuş glukoz toleransı ve Tip 2 diyabet kombine prevelansı değişik çalışmalarda %35-40’a varan oranlarda bildirilmiştir.
- PKOS, kanda androjen (erkeklik) hormonların yüksek olduğu bir durum olduğundan dolayı, bu yüksek seviyeler, kan yağları (lipitler) üzerine olumsuz etkiler yaratırlar. Yüksek trigliserit ve azalmış HDL kolesterol seviyeleri kadınlarda kalp-damar hastalıkları riskini artırır.
- PKOS, ileri yaşlarda hipertansiyon gelişme riskini artıran bir durumdur.
- PKOS ile meme ve over kanseri arasında ilişki olduğu gündeme gelmişse de konu ile ilgili uzun dönem takip çalışmaları yetersizdir.
Polikistik Over Sendromu ve Beslenme Planı
- PKOS ve beslenme üzerine yapılan bazı çalışmalar; düşük karbonhidratlı bir diyet önerirken, bazı çalışmalar da insülin seviyesini kontrol etmek için düşük glisemik indeksli (GI) bir diyet önermektedir.
- Düşük karbonhidrat ve yüksek protein içeren beslenme modeli, insülin direncini kırmayı sağlayabilir ancak uzun süre tercih edilmemelidir çünkü bu durum proteinlerin karbonhidratların yerine kullanımını arttırabileceğinden dikkatli ayarlanmalıdır.
- PCOS’taki beslenme tedavisinin esasını, basit karbonhidratların (tüm rafine gıdalar) kesilmesi ve kompleks karbonhidratlara ağırlık verilmesi oluşturmaktadır.
- Her öğünde doğru karbonhidrat kullanımı ve yeterli protein tüketimi düşük kan şekeri (hipoglisemi) ataklarını da kontrol altında tutabilmektedir.
- Beslenme programında günlük posa miktarı 30 gramın üzerine yükseltilmelidir. Posa yağ emiliminin azalmasını ve toksik maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasını sağlar. Bu da, PCOS’ta sıklıkla görülen gastrik problemlerin, hiperlipidemi ve hiperinsülineminin ortadan kalkması anlamına gelir.
- Düşük doymuş yağlı besinler tercih edilmelidir. Tam yağlı ürünlerden uzak durulması önem taşımaktadır.
- Yüksek lif alımı sağlamak için sebze, meyveler, baklagil tüketimine ağırlık verilmelidir.
- Bu beslenme alışkanlıklarına ek olarak 2- 3 saat aralıklar ile besin alımı gerçekleştirilmelidir. Bu şekilde kan şekeri seviyesi dengede tutularak, yeme atakları önlenebilir.
- Düzenli egzersiz yapmak da, insülin metabolizmasında en az diyet kadar etkili olmaktadır. Günlük 30 dakika orta şiddette yapılacak egzersiz kilo kontrolünde etkili olacaktır.
- Polikistik Over Sendromlularda ekip çalışmasının (doktor, diyetisyen, psikolog) önemi hatırlanmalı ve kişiler bu şekilde takip edilmelidir.
Tülay Uğur Ben de bu hastalıktan muzdaribim maalesef :( sık sık acıkma krizleri geliyor, aniden acıkmış hissediyorum, çok halsizleşiyorum çok kötü hissediyorum ama kilo almamak için de yemek istemiyorum çok zor bir durum gerçekten:(
20.02.2014